Ana içeriğe atla

BİR BELEDİYE BAŞKANI ARIYORUM: HERKÜLLERİ YIKABİLECEK





Aşağıdaki yazdıklarımız, 2014 yılında yayınladığımız ORHAN GAZİ VE BİR FETİH adlı kitabımızın Önsöz’üdür.

  EREĞLİ,  “DENG”  İLE Mİ “CENG”  İLE Mİ ALINDI?

Öncelikle, Alaplı ve köylerini, Ereğli’den ayrı düşünmediğimizin bilinmesini isterim.

Ereğli ve civar köylerindeki bazı insanlardan şu tarz bir anlatımı duymuş olmalısınız. Bir çok defa duyduğumuz bu rivayeti son kez Ereğli’nin tanınmış simalarından Fevzi Yılmaz ağabeyden dinledik.


Orhan Gazi döneminde yaşandığı belirtilen Rivayete göre;  


YUNAN’IN BİZANS’IN KÖPEĞİNE; TÜRK’ÜN ATI





Türkler Ereğli’yi fethetmeye gelen komutan ve kişiler- (bu komutan tahminen Konur Alp ya da Süleyman Paşa olmalıdır); fethi gerçekleştirmek için Ereğli’ye girme teşebbüsünde bulunurlarken, içinde çeşitli yükler olduğu zannını kullanarak,  askerlerini sandukalar içinde saklayarak Ereğli’ye sokmuşlardır.  Böylelikle, Ereğli’yi almışlardır-fethetmişlerdir..

Bolu ve civarı (Bolu ve Göynük-Mudurnu, Safranbolu gibi ilçeler, Konur Alp, Düzce, Ereğli, Alaplı, Zonguldak vb yerler dahildir),  2.Padişah Orhan döneminde Konur Alp ve Süleyman Paşa öncülüğünde (komutanlığında) fethedilmiştir.

         Ereğli fethinden haberi olmayan Padişah, “neden benim haberim olmadı, peki nasıl fethettiniz, deng ile mi ceng ile mi oldu bu fetih” diye sorar.          Fethin,  “deng” ile  gerçekleştirildiği  söylenir.   Ama Padişah  biraz da kızgın olarak, “bizde deng yoktur, ceng vardır” diye tepkisini koyar.

         Yine başka bir rivayete göre Padişah, “öyleyse Ereğli’nin yerlileri-yerli halkı, dışarıdan gelenlere hep muhtaç olsun”  der.

        SÖZLÜK:deng”: Hayran, şaşkın, şaşmış olan, ahmak, ebleh, bön, sersem… Kürtçe’de,  ses-seda..     “ceng”: Savaş, vuruşma..



*Bolu Salnamelerinde “Ereğli’ye bir saat mesafede Gülüç Irmağı üzerinde 35 sene mukaddem (önce) mevcudiyeti ma’lum bulunan cesim (köprü) Sultan Orhan Köprüsünün tamir ve termimi için, Müşarünileyh (Orhan Gazş) tarafından bir hayli arazinin vakfedilmiş olduğunun defteri hakani idaresince katden subutü” gibi ifadelerden ve delillerden hareketle Ereğli Kal’asının (kalesinin) Konur Alp tarafından zapt edildiği anlaşılmaktadır” denilmektedir.


EREĞLİ’DE HERKÜL HEYKELCİKLERİ,

PAGAN DÖNEMİ TANRILARI GİBİ


Ereğli’de birçok yerde bulunan HERKÜL Heykeli, adeta pagan dönemi tanrıları gibi birçok resmi makamdaki yerini aldı. Gittiğim birçok makamda bu heykel, önemli bir fotoğraf gibi toplantılara iştirak ediyor.

Bu heykelleri, resmi kurumlarda görmek, inanın beni rahatsız etmeye başladı. Çünkü bu Herkül heykeli, Kdz Ereğli’nin Türk İslam tarihi ile ilgili bir unsur değil.

Daha önce yazdığımız bir yazının başlığı şu idi: KEN(T)İMİZİN TARİHİ Mİ? KEN(D)MİZİN TARİHİ Mİ?

Evet ben, kendi tarihimizi önemseyelim diye düşünüyorum.

Kdz Ereğli’de varsa yoksa Herkül.

Artık Ereğli’de Herkül tasallutundan, tanrılarından, tapınaklarından kurtulalım istiyorum.

Kdz Ereğli Türk toprağı olsun İslam toprağı olsun, Türk İslam Vatanı olsun diye çabalamış ve savaşmış ecdadımızın hatırlanmasını istiyorum.

Heraklea’nın Ayasofya’sının, eski bir kilise olduğundan hareketle, her ne kadar 1300’lü yıllarda Orhan Gazi döneminde Kilise yapısından Camiye dönüştürülmesine rağmen, özellikle Kurtuluş Savaşı günlerinde, Ereğli’deki Hristiyanların da kendilerince ibadet etmek istediklerini bazı yaşlı insanlarımızdan duymuştum. Yani,  Ereğli tarihinde Hıristiyanlar için de Müslümanlar için de çok önemli bir mabedimiz var.

Bu mabette; Osmanlı döneminde Sultan Orhan Camisi adıyla ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde de Orhan Gazi Camisi adıyla halen ibadete devam edilmektedir.

Demem o ki Ereğli’yi bir simge bir sembol olarak tanıtmak istiyorsanız dinler tarihindeki önemi ve mâbetlerini, önerebilirim.

   

BİR BELEDİYE BAŞKANI ARIYORUM :

HERKÜL HEYKELİNİ YIKACAK!!

Evet bir belediye başkanı arıyorum; Ecdadımızın Allah Allah nidaları ile girdiği Ereğli’de; Herküllere, herkülcülere, Bizanslılara, Yunanlılara, Cenevizlilere boyun eğdirmiş de Ereğli’yi Türk İslam toprağı yapmış ya,

İşte o misal, içimizdeki Herkülleri de Herkülcüleri de aşarak kentimizde ezanı duyuran ve Kur’an-ı Kerim’i yayan sâdâları tekrar diriltecek bir belediye başkanı arıyorum.

Evet bir belediye başkanı arıyorum, Göztepe gibi yüksek bir tepeye (yada eteklerine) atalarımıza ve kentimize yakışacak bir cami inşa edebilecek ve gerekirse adını da HACI BABA CAMİSİ koyabilecek bir belediye başkanı arıyorum. Arayacağım..



Orhan Gazi döneminde Heraklea’da ezanı ve Kur’an’ı seslendiren öğreten ve halkın Hacı babası olarak anılan NASRULLAH EFENDİ bir SEYYİD idi. Yani Hz Muhammed’in neslinden idi. Ve öyle ki kentimiz Ereğli’de halen bu Seyyid neslinden insanlar yaşıyor olmalıdır ve bu yönde Osmanlı Arşivlerinden tespit ettiğimiz belgeler arşivlerimizdedir.

   Bu arada yaşadığım bir hikayemi de paylaşayım. Bir belediye başkan yardımcısından, Çeştepe’deki Hacı Baba Türbesi ile ilgili bir istekte bulunmuştum. Fakat aldığım yanıt şu idi: “Benim hurafelerle işim olmaz. Dinsel törensel şeylerle ilgili hiçbir şey yapmam”.

Evet bir belediye başkanı arıyorum, bu tarihimizi dikkate alacak olan bir başkan ve yardımcıları…










Bir belediye başkanı arıyorum:


                                                      12.01.2021

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KDZ EREĞLİ ŞEHİT VE GAZİLERİMİZ

  ŞEHİTLERİMİZ: Şehitlerimizin adı,rütbesi, şehit düştüğü yer ve tarihi, mezarının bulunduğu yer, ailesinin adresi aşağıdadır: *HÜSEYİN BIRAK -J.Er -Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı13/07/1993- Balı Köyü- * Halis ÇINAR-Komiser- Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı-13/07/1993- Kemer Mezarlığı- Gülüç * Asım ÇÖMETEN-P.Er- Kulp İlçesi-12/04/1994- Işıklı Köyü- Işıklı Köyü * Murat DEMİR-J.Uzm. Onbaşı- Bingöl İli Genç İlçesi-25/04/1994- Konuralp Şehitliği- Gülüç * Kudret ÖZCAN-Shh. Er.- Kars – Kağızman-14/07/1994- Şehir Mezarlığı-Kepez Mah. * Pürhan ÖZBAKIR-P.Er.- Şehir Mezarlığı-Akarca Mah. * Metin KÖKSAL-J.Astğm.- Tunceli-07/05/1996-Trabzon-Bağlık Mah. * Engin ÖZCAN-P.Er.- Hakkari ili Oltuca İlçesi Kızıltepe Mevkii-24/08/1996- Hacıosmanlar Köyü * Cafer HIRÇIN-P.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Alacabük Köyü * Ömer İNCE-J.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Armutcuk Belediye Mezarlığı-Kandilli * Kenan YILDIZHAN-J.Er- Şırnak – BeytüşşebapKontik Tepe-16/10/2000- Aydın Köyü Kabakoz Mahallesi ...

İSTANBUL VE EREĞLİ’DE YEDİ TEPE

  İstanbul’da olduğu gibi Ereğli’de de yedi tepe olduğu belirtilir. İstanbul’daki tepelerin adı şunlardır: Topkapı Sarayı Tepesi - Çemberlitaş Tepesi - Beyazıt Tepesi - Fatih Tepesi -Yavuz Selim Tepesi - Edirne Kapı Tepesi - Koca Mustafa Paşa Tepesi… Ereğli’deki tepe adları şunlardır: Kuzeybatıda (Çeş)Keştepe (Keşif Tepesi) ve Maltepe, kuzeyde Kaletepe (Heraklea Tepesi), kuzeydoğuda Örencik ve Hacı Hasan Tepesi, doğuda Göztepe (Gözetleme Tepesi) ve Elma Tepe olmak üzere yedi tepeyle çevrilidir. Ereğli halkı dilinde bu tepelerin adı şu isimlerle zikredilir: Aktaş Tepe-Göz Tepe-Kale Tepe-Keş Tepe-Elma Tepe-Doruk Tepe-Gök Tepe.. *** Ereğli’de bulunduğu belirtilen bu yedi tepenin adeta İstanbul’u andırdığı belirtilir. Hatta kaynaklardaki ifadelere göre; Fatih Sultan Mehmet döneminde (İstanbul’un fethine hazırlık için) inşa edilen Rumeli Hisarı için, Ereğli kasabasından taş ve kireç sevk edilmiş olduğu da belirtilir.   Yazar İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın eserinde “İstanbul’a kereste...

OSMANOĞULLARI KURULUŞ VE EREĞLİ

  Ahmet Refik’in b u kitabında yazar, 14. asrın ilk yarısındaki Anadolu’daki durumu, Selçuk oğullarının ve Bizans İmparatorluğunun mücadelelerini anlatmaya çalışır. Kitabın 11. Sayfasında: “O tarihlerde İmparatorluğun Karadeniz tarafındaki hududu Sakarya’ya varıyordu. Oradan ötesini, Kastamonu taraflarını Candar oğulları – Sinop’u Pervane oğulları idare ediyorlardı. Amasra ile EREĞLİ, imparatorluk idaresinde idi. Fakat Bizans memurları ile askerleri oralara ancak Karadeniz’den gemi ile gidebilirlerdi. Karayolları kamilen Türklerin elinde idi. Bizans’ın serhat nöbetçileri Sakarya sahillerini beklerlerdi. Sahil boyunca kulelerle ahşap barakalar yapılmıştı. Bu durumla beraber, Türkler Bizans arazisine hücum için gene yol bulurlardı. Hatta imparator Mihael Paleologos bu felakete nihayet vermek için Anadolu’ya geçmiş, fakat Türklere karşı bir şeye muvaffak olamamıştı”. Yazar Ahmet Refik, aynı kitabının 67. Sayfasında Orhan Bey ile Kantakuzinos arasındaki ilişkilere değinilmiş. Şu ifa...