Ana içeriğe atla

1800’LERDE KURTLAR’DA KİMLER YAŞADI?

 


Daha önceki yazımızda, Kaptaş’ta olduğu belirtilen Sultan Orhan Vakıf eserinden bahsetmiştik. Konuyla ilgili olarak bir arşiv belgesini paylaşmıştık.
Bu yazımızda ise Ereğli’ye bağlı olan KURTLAR Köyünde, 1840’larda yaşayan ailelerin bilgilerine, Osmanlı Arşiv Belgelerini okutturarak ulaşmış olduk.

Kurtlar Köyünün adı "Kaptaş" olarak da geçmektedir. "Kaptaş" kelimesinin anlamı; suyun toplandığı yer demektir.  Osmanlı Arşivlerinde köyün adı "Kurtlar" olarak belirtilirken,  halk arasında "Kaptaş" olarak zikredilmektedir.

Kurtlar Ortaokulu’nun resmi internet sitesinde “tarihçe” başlığı altında şu ifadelere yer verildiği görülmektedir: “Kaptaş isminin, Kapı-taş ya da taştan kapı kelimelerinden oluştuğu rivayet edilmektedir. Nitekim şu an Kurtlar İlköğretim Okulu’nun bulunduğu mevkide önceden eski bir caminin olduğu ve bu caminin kapısının taştan yapıldığı yaşlılar tarafından anlatıla gelmektedir.Köyün içinde de taştan yapılmış bir çeşme bulunmaktadır. Çeşmenin yapılış tarihi ise meçhuldür.”

Ereğli Hakimiyet sitesinde 07.07.2015 tarihinde yayınladığımız “KAPTAŞ’TA SULTAN ORHAN VAKFI” başlıklı yazıda yazdığımız şu ifadeleri de tekrar edelim:
Kurtlar Köyünün adı  ‘Kaptaş’ olarak da geçmektedir. ‘Kaptaş’ kelimesinin anlamı; suyun toplandığı yer demektir.  Osmanlı Arşivlerinde köyün adı ‘Kurtlar’ olarak belirtilirken,  halk arasında ‘Kaptaş’ olarak zikredilmektedir. Fakat, 1860’lı yıllara ait tespit ettiğimiz bir arşiv belgesinde, “Kaptaş Pazarında Maslak Tamiri”ne dair bilgiler bulunmaktadır. “Maslak” “sürekli su akan boru” anlamında kullanılmaktadır ki, köye verilen KAPTAŞ adı buradan gelmiş olmalıdır. Yani Kaptaş’ta bir kaptaş olmalıdır. Bazı araştırmacıların, köy adı üzerine “kalp taş” vb yakıştırmaları üzerinden bir şeylere ulaşmak istemesi doğru tespitler olarak görülmemektedir.”

Köylerimizde yaşayanlar bilecektir, yerden çıkan su damarı, yakın bir yerde toplanır ve boru kanalıyla istenilen yerlere akışı sağlanır. İşte bu suyun toplandığı o yerin üstüne de büyükçe-kabaca bir taş kapatılır ki “kaptaş” adı hem “kaba taş”tan gelmiş olabilir, hem de o suyun toplandığı yer anlamına gelen “kaptaş”dan da gelmiş olabilir.

"Kaptaş''ın Altı Bayır - Yanıyom Cayır Cayır" adlı meşhur türkü de ismini bu köyden almıştır. Ama dikkatimizi çeken diğer husus; “kaptaş-su” gerçeği ile “yanıyom cayır cayır” ifadeleri arasında, gerçek anlamda bir ilişki kurulmuş olma ihtimalinin olup-olmayacağı konusudur.

BOLU EYALETİ MÜLHAKATINDA KÂİN-

EREĞLİ KAZASINA TABİ-

“KURTLAR KARYESİ” AHALİSİNİN

EMLAK, ARAZİ VE TEMETTUATLARINA MÜBEYYEN DEFTERDİR

------------------------------------------------------------------------------

HANE-1: KARAKADIOĞLU MEHMET BİN İBRAHİM OĞLU İSMAİL

VE KARINDAŞI İBRAHİM

HANE-2: ÖMERÇELEBİOĞLU MUSTAFA BİN MUSTAFA,

AMCA OĞLU MEHMET,

AMCA OĞLU FEYZULLAH

HANE-3: Diğer ÖMERÇELEBİOĞLU HALİL BİN MEHMET

HANE-4: BEKİROĞLU AHMET BİN HALİL, OĞLU AHMET

HANE-5: KERİMÇELEBİOĞLU ALİ BİN İBRAHİM, OĞLU İBRAHİM,

DİĞER OĞLU MEHMET

HANE-6: PAMUKOĞLU MUSTAFA BİN İSMAİL

HANE-7: SALKIOĞLU MEHMET BİN ABDULLAH

HANE-8: BERBEROĞLU ALİ BİN MUSTAFA

HANE-9: CÜRAOĞLU ALİ BİN MUSTAFA

HANE-10: KANTARCIOĞLU YETİMİ RAŞİT BİN HALİL

HANE-11: KAMIŞOĞLU İBRAHİM BİN ALİ

HANE-12: KALAYCIOĞLU EMİN BİN ABDULLAH

HANE-13: KALAYCIOĞLU HÜSEYİN BİN İBRAHİM

HANE-14: ŞEYHOĞLU HALİL BİN AHMET

HANE-15: KÖSEKETHUDAOĞLU HALİL BİN HASAN

HANE-16: ŞEYHOĞLU MUSA BİN HALİL

HANE-17: BACAROZOĞLU ALİ BİN İSMAİL

HANE-18: VELİEFENDİOĞLU  İBRAHİM  BİN MUSTAFA

HANE-19: VELİEFENDİOĞLU MUSTAFA BİN MUSTAFA

HANE-20: VELİEFENDİOĞLU  ALİ  BİN İBRAHİM

HANE-21: KARKOROĞLU İBRAHİM BİN AHMET

HANE-22: BOZAK OĞLU MUSTAFA BİN ÖMER

HANE-23: DURMUŞ OĞLU HALİL BİN ABDULLAH

HANE-24: GÜDÜL OĞLU MEHMET BİN İBRAHİM

HANE-25: MAHMUD OĞLU SÜLEYMAN BİN MEHMET

HANE-26: MAHMUD OĞLU OSMAN BİN AHMET

HANE-27: KERİM ÇELEBİOĞLU HALİL BİN HÜSEYİN

HANE-28: ÖMER EFENDİOĞLU İSMAİL BİN ALİ

HANE-29: RECEP KADIOĞLU HALİL BİN İBRAHİM

HANE-30: SİPAHİOĞLU ÖMER BİN İBRAHİM

HANE-31: MARTIOĞLU MUSTAFA BİN AHMET

HANE-32: MARTIOĞLU MEHMET BİN AHMET

HANE-33: HATİPOĞLU HÜSEYİN BİN FEYZULLAH

HANE-34: HATİPOĞLU İBRAHİM BİN FEYZULLAH

HANE-35: HATİPOĞLU HACI HALİL BİN MUSTAFA

HANE-36: KADIOĞLU MEHMET BİN MEHMET

HANE-37: KADIOĞLU HALİL BİN MUSTAFA

HANE-38: KEMALOĞLU MEHMET BİN İBRAHİM

HANE-39: SAKALOĞLU AHMET

HANE-40: BEKTAŞOĞLU HÜSEYİN BİN HÜSEYİN

HANE-41: İBRAHİM EFENDİ BİN FEYZULLAH

HANE-42: SİPAHİOĞLU İBRAHİM BİN HASAN

HANE-43: MUSTAFA EFENDİ NİN MUSTAFA

HANE-44: HASAN EFENDİ OĞLU MEHMET BİN SALİH

HANE-45: HASAN EFENDİ OĞLU ÖMER BİN AHMET

HANE-46: HASAN EFENDİ OĞLU MUSTAFA BİN İBRAHİM

HANE-47: FALAKACI ABDULLAH BİN YAHYA

HANE-48:  MEHMET EMİN EFENDİ BİN MUSTAFA

HANE-49: MUSA OĞLU İSMAİL BİN İBRAHİM

HANE-50: ESİR ALİ OĞLU ALİ BİN ABDULLAH

HANE-51: MOLLA ABDULLAH OĞLU ÖMER BİN ABDULLAH

HANE-52: DELİOĞLAN OĞLU AHMET BİN AHMET

HANE-53: HATİPOĞLU ALİ BİN İSMAİL

BELGE’NİN Gömlek No :4718 Fon Kodu :ML.VRD.TMT.d... 
Samako Alaplı Kazası, Kurtlar Karyesi temettuat defteri.

--------------------------------------------------------------------------------------------

NOT- 1:  Babaannem Şerife’nin, dedesi Osman, Kurtlar’dan bir şekilde koparak Ereğli-Ormanlı Köyüne gitmiş olup, babası Ali’nin soy bağı, Kurtlar’ın önemli soy-ailelerinden, Ömer Çelebi oğlu ailelerine dayanır..

NOT-2: Osmanlı Arşivlerinde bulunan Mali Varidat ve Temettuat  kayıtları, 1844-45’lerde Osmanlı İmparatorluğunca,  bizzat köylere-ahaliye gidilerek tutulmuş ve halkın ne kadar malı mülkü varsa yazılmış, bunun yanında halkın devlete ödeyeceği vergisi de tespit edilmiştir.

NOT-3: Yukarıdaki listeyle, 1840’lı yıllarda KURTLAR’ın hane sayısını ve hane reislerinin isimlerini vermiş olduk.

NOT-4: Osmanlı İmparatorluğunda her ailenin bir soy lakabı bulunmakta iken, Türkiye Cumhuriyetinde bu soy lakapları kaldırılmış olduğunu ve onun yerine her aileye (1934’te) Soy Adı verilmiş olduğunu hatırlatmalıyız.

Yine, köylerimizin birkaç soy aile tarafından kurulmuş olabileceği gerçeğini ve 1934 öncesindeki Osmanlı dönemi soy lakaplarının kaldırılması ile aynı soydan gelen ailelerin bir şekilde aile-soy bağının kop(tuğu)arıldığı bir sonucun yaşanmış olduğu gerçeği de göz önünde tutulmalıdır.

NOT-5: Bu listeden yararlanabilmek için, Nüfus Müdürlüklerinden Osmanlı Dönemi Soy Lakabının öğrenilmesi yerinde olacaktır.

NOT 6: Ereğli’mizin son şehidi olan Metin Çevik’in büyük dedesinin de (1800’lerde) Kurtlar’dan Ormanlı’ya göç eden Ömer Çelebioğulları ailesinden olduğunu da belirtebiliriz.



14.7.2015 12:33:41

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KDZ EREĞLİ ŞEHİT VE GAZİLERİMİZ

  ŞEHİTLERİMİZ: Şehitlerimizin adı,rütbesi, şehit düştüğü yer ve tarihi, mezarının bulunduğu yer, ailesinin adresi aşağıdadır: *HÜSEYİN BIRAK -J.Er -Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı13/07/1993- Balı Köyü- * Halis ÇINAR-Komiser- Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı-13/07/1993- Kemer Mezarlığı- Gülüç * Asım ÇÖMETEN-P.Er- Kulp İlçesi-12/04/1994- Işıklı Köyü- Işıklı Köyü * Murat DEMİR-J.Uzm. Onbaşı- Bingöl İli Genç İlçesi-25/04/1994- Konuralp Şehitliği- Gülüç * Kudret ÖZCAN-Shh. Er.- Kars – Kağızman-14/07/1994- Şehir Mezarlığı-Kepez Mah. * Pürhan ÖZBAKIR-P.Er.- Şehir Mezarlığı-Akarca Mah. * Metin KÖKSAL-J.Astğm.- Tunceli-07/05/1996-Trabzon-Bağlık Mah. * Engin ÖZCAN-P.Er.- Hakkari ili Oltuca İlçesi Kızıltepe Mevkii-24/08/1996- Hacıosmanlar Köyü * Cafer HIRÇIN-P.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Alacabük Köyü * Ömer İNCE-J.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Armutcuk Belediye Mezarlığı-Kandilli * Kenan YILDIZHAN-J.Er- Şırnak – BeytüşşebapKontik Tepe-16/10/2000- Aydın Köyü Kabakoz Mahallesi ...

İSTANBUL VE EREĞLİ’DE YEDİ TEPE

  İstanbul’da olduğu gibi Ereğli’de de yedi tepe olduğu belirtilir. İstanbul’daki tepelerin adı şunlardır: Topkapı Sarayı Tepesi - Çemberlitaş Tepesi - Beyazıt Tepesi - Fatih Tepesi -Yavuz Selim Tepesi - Edirne Kapı Tepesi - Koca Mustafa Paşa Tepesi… Ereğli’deki tepe adları şunlardır: Kuzeybatıda (Çeş)Keştepe (Keşif Tepesi) ve Maltepe, kuzeyde Kaletepe (Heraklea Tepesi), kuzeydoğuda Örencik ve Hacı Hasan Tepesi, doğuda Göztepe (Gözetleme Tepesi) ve Elma Tepe olmak üzere yedi tepeyle çevrilidir. Ereğli halkı dilinde bu tepelerin adı şu isimlerle zikredilir: Aktaş Tepe-Göz Tepe-Kale Tepe-Keş Tepe-Elma Tepe-Doruk Tepe-Gök Tepe.. *** Ereğli’de bulunduğu belirtilen bu yedi tepenin adeta İstanbul’u andırdığı belirtilir. Hatta kaynaklardaki ifadelere göre; Fatih Sultan Mehmet döneminde (İstanbul’un fethine hazırlık için) inşa edilen Rumeli Hisarı için, Ereğli kasabasından taş ve kireç sevk edilmiş olduğu da belirtilir.   Yazar İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın eserinde “İstanbul’a kereste...

OSMANOĞULLARI KURULUŞ VE EREĞLİ

  Ahmet Refik’in b u kitabında yazar, 14. asrın ilk yarısındaki Anadolu’daki durumu, Selçuk oğullarının ve Bizans İmparatorluğunun mücadelelerini anlatmaya çalışır. Kitabın 11. Sayfasında: “O tarihlerde İmparatorluğun Karadeniz tarafındaki hududu Sakarya’ya varıyordu. Oradan ötesini, Kastamonu taraflarını Candar oğulları – Sinop’u Pervane oğulları idare ediyorlardı. Amasra ile EREĞLİ, imparatorluk idaresinde idi. Fakat Bizans memurları ile askerleri oralara ancak Karadeniz’den gemi ile gidebilirlerdi. Karayolları kamilen Türklerin elinde idi. Bizans’ın serhat nöbetçileri Sakarya sahillerini beklerlerdi. Sahil boyunca kulelerle ahşap barakalar yapılmıştı. Bu durumla beraber, Türkler Bizans arazisine hücum için gene yol bulurlardı. Hatta imparator Mihael Paleologos bu felakete nihayet vermek için Anadolu’ya geçmiş, fakat Türklere karşı bir şeye muvaffak olamamıştı”. Yazar Ahmet Refik, aynı kitabının 67. Sayfasında Orhan Bey ile Kantakuzinos arasındaki ilişkilere değinilmiş. Şu ifa...