Ana içeriğe atla

CANDAN VEFA

              Bu köşede, 23.05.2018’de “ESKİ HASTANE YERİNDE NELER YAŞANIYOR” başlıklı bir yazımız paylaşıldı.

(http://www.ereglihakimiyet.com/yazarlar.asp?id=1979 )

Bu yazımızda, Zonguldak Milletvekilliği yapmış olan ve yıkılan hastane binalarının üniversite kampüsü alanı olarak değerlendirilebileceğini ilk defa dile getiren Prof. Dr. Ercan CANDAN’ın 17 Ağustos 2018’de Değişim Radyo’da (Kara Tren programında) sarf ettiği birkaç cümleyi değerlendirmek istedik.

Ama önce şu bilgileri tekraren paylaşayım. Ereğli’de HASTANE ilk defa olarak 1890’lı yıllarda gündeme geliyor ve Osmanlı Arşiv belgelerine göre, Mehmet Efendi’nin arazisi üzerinde hastane inşa ediliyor. Yani eski hastane binası, bir vatandaşın “hastane yapılmasına izin verdiği arazisi üzerinde inşa ediliyor”.

Yine Osmanlı Arşiv belgelerinden tespit ettiğimiz başka bir belgede de 1912 yılında Hastane binasının Hazine hesabından çıkarılarak, Belediye mülkiyetine devredildiği belirtiliyor. Anlaşılan o ki bir vatandaşımızın arazisi üzerinde inşa edilen hastane binası yeri, doğal olarak Hazineye aktarılıyor ve 1912 şartlarında başka bir gündem ile Belediye’ye devrediliyor. Belediyeden tekrar Hazine hesabına aktarılmış olduğuna dair şimdilik başkaca bilgi paylaşamıyoruz.

Fakat; Ereğli’de Ömerli Mahallesinde inşa edilen yeni hastane binasına geçilmesi sonrasında Ereğli’de bir tartışma, aldı başını gidiyor. Eski hastane binası, (dönemin Milletvekilinin istediği yönde) önce Bülent Ecevit Üniversitesine tahsis ediliyor ve üniversite yönetimince de eski binalar yıkılıyor ve sonra durum arap saçına dönüyor. Çünkü yıkılan binaların yerinde, tapular üzerinde şerhler konulduğu belirtilerek, (ilgili alanın Askeri Güvenlik Alanı olduğu belirtilerek) bölgede üniversite kampüsü yapımının önüne geçildiği söyleniyor. Bu durum “bile bile lades” diye değerlendiriliyor.

Evet şimdi; Ereğli’nin en önemli gündem maddesi bu oluyor.

Tekrar edelim: bu alan Mehmet Efendi adında bir kişinin hibe ettiği bir arsa üzerinde gelişiyor.

1890’larda Mehmet Efendi’nin hibe olarak, devletin milletin hayrına tahsis ettiği alanda, bugünkü “Beyefendi”ler “Kenti Yönetenler” (maalesef) düşündükleri projelerini bile geliştiremez duruma düşmüştür. İşte bu durum da günümüzdeki tartışma konusudur.

Şu bilinmektedir ki eski Hastane binası ve alanı, Üniversite Kampüsü yapılsın diye BEÜ’ye devredilmiştir. Yani bu binaların ve alanın kullanım hakkı BEÜ’ye devredilmiştir. Bu devir işleminden sonra yapılması gereken iş, “bu devirin sebebinin sonucuna ulaşmaktır”. Yani orası olmazsa Osmantepe olsun, ya da orası Millet Bahçesi olsun gibi değerlendirmeler zaman kaybıdır. Çünkü tartışmanın konusu: “Üniversiteye devrin, sonucuna ulaşılamamasıdır”.

Bu durumda gereken istişare kanallarına başvurulmalıdır. Sayın CANDAN’ın Değişim Radyo’da verdiği demeçlerin izi dürülmelidir. Yani “ben bu sorunu çözerim, bunun yolunu biliyorum” diyen Sayın CANDAN da EREĞLİ adına gerekli çabalarını sürdürmelidir. Kaldı ki bu Kampüs projesi kendisinin ortaya attığı bir proje ise (ki öyledir) bu duruma katkı sağlamak zorundadır. Bunun için, tabii ki istişare kanalları aranmalıdır.

Yine Sayın Candan, aynı radyo programında “Ereğli’ye şu hizmeti yaptım, bu hizmeti yaptım” diyor (dedikleri doğru olmalıdır). Ama gönül ister ki “EREĞLİ HASTANESİ YERİNDE, BENİM BAŞLATTIĞIM BİR PROJE VARDI, BENDEN SONRA ARAP SAÇINA DÖNDÜ, YİNE SONRA KONUYA EL ATTIM, BU PROJENİN BİTİRİLMESİNİ SAĞLADIM” diye hafızalara kazıtmalıdır ve doğduğu kente bir hizmet daha katmalıdır ki böylelikle kentin insanının vefasını bir kez daha kazanmış olsun.

Aşağıdaki Osmanlıca ifadeler 1912 yılına ait bir belgede bulunmaktadır.

http://www.karatrenhaber.com/haber/ERCAN-CANDAN-YAYIN-AKISI/202#h202

ESKİ HASTANE YERİNDE NELER YAŞANIYOR

       HASTANE BİNALARININ YIKILMASI İÇİN İZİN İSTENDİ: 15 Ekim 2016 tarihli PUSULA’nın bir haberinde şu ifadeler yer aldı: Milletvekili Faruk Çaturoğlu, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Bilindiği üzere Ereğli Devlet Hastanemizin yeni yerine taşınmasıyla eski hastanenin arsası Maliye Bakanlığınca Bülent Ecevıt Üniversitesi'ne bağlı Ereğli Kampüsü yapılmak üzere üniversiteye tahsis edilmiş, zemin etüt ve proje çalışmalarına başlanmıştı. Ancak mevcut arsa üzerinde eski hastane binalarının bulunması nedeniyle Karabük Kültür Varlıkları Koruma Kurulu'ndan yıkım için izin alınması gerektiğinden dolayı, anılan kurul yetkilileri ile Ereğli'de toplantılar yapılmış ve izin yazısı olumlu olarak üniversiteye gelmiştir. Bu güne kadar yıkım ihalesinin gecikmesinin sebebi de anılan Kültür Varlıkları Koruma Kurulu'nun kararırım gecikmesidir. 

HASTANE BİNALARI YIKILDI: Ereğli’ye yeni bir hastane binası yapılınca, eski hastane binaları yıkıldı. Haberi şöyle:

“Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde Bülent Ecevit Üniversitesine devir edilen eski hastane binasının yıkımına başlandı. AK Parti Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu'nun girişimleri ile Bülent Ecevit Üniversitesi'ne Kdz. Ereğli eğitim Kampüsü yapımı için devredilen Eski Devlet Hastanesi'nin bulunduğu alandaki binaların yıkımına başlandı. Kdz. Ereğli ilçesinde yıllarca binlerce kişiye şifa veren Kdz. Ereğli Devlet Hastanesi'nin iki ek binasının yıkımı şu ana kadar tamamlandı. BEÜ'nün açtığı ihale ile işi alan firma Eski Devlet Hastanesi, Eski SSK ve Türk Metal Sendikası tarafından eczane binası olarak yaptırılan binaların yıkımını da yaklaşık 2 ay içerisinde tamamlamayı planlıyor. Edinilen bilgiye göre 26 bin TL'ye verilen yıkım ihalesini alan firma hastane binalarından çıkacak demir ve benzeri hurdalarında sahibi olacak. 23.12.2016-DEĞİŞİM”

       AMAÇ NEYDİ: Üniversite kampüsü kurmak.

         ***

         BİNALAR YIKILDI, UYSAL İNCELEME YAPTI: Bu haber Manşet67’ye ait. Tarih 23.01.2017.


Haberde: “Zonguldak Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, ilçeye kurulacak BEÜ Kdz. Ereğli Kampüs alanı çalışmalarını yakından takip ediyor. Eski Devlet Hastanesi yerinde incelemelerde bulunan Başkan Uysal; “Eski binaların yıkım işlemi bitti, hafriyat kaldırma çalışmaları yapılıyor” dedi.


HAYALLERİ YIKAN KARAR: Bu haber 17 Mayıs 2018’de Ereğli Önder’de yayınlandı.  “Eski Devlet Hastanesinin bulunduğu alan tamamen Askeri Güvenlik Bölgesi kapsamına alındı.”

Genelkurmay Başkanlığının 17 Nisan 2018 tarihli kararı, 18 Nisan’da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na, 25 Nisan’da da Kuzey Saha Komutanlığından aynı gün Karadeniz Bölge Komutanlığına ulaşıp, hemen Kdz. Ereğli Tapu Sicil Müdürlüğü ile Kdz. Ereğli Belediye Başkanlığına bildirildi.”

PROF. DR. ERCAN CANDAN: 17 Mayıs tarihli sosyal medya paylaşımında şunları yazdı: “Değerli hemşehrilerim, eski devlet hastanesi arazisinin askeri güvenlik bölgesi kapsamına alındığını üzüntüyle öğrenmiş bulunuyorum. Hastane arazisinin üniversiteye devri için 2014 Belediye seçimlerini kazandıktan birkaç hafta sonra Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal ile TOKi Başkanını ziyaret ettik. Başkana, seçim kampanyasında bu arazinin Üniversite kampusü yapılacağı vaadimizi ifade ettik. Zaten NATO boru hattı ve SİT alanı nedeni ile hastane binalarının yıkılması sonrası bina yapamayacaklarını kendilerine izah ettik. TOKİ Başkanı kampüs fikrine sıcak baktılar ve arsa konusunda ısrarcı olmayacaklarını ifade ettiler. Süreç boyunca Hastane binalarının yıkılmaması, eğer yıkılırsa, tekrar yapamayacaklarını defalarca belirttim. Ancak, gelinen noktada Ereğli bir Universite kampüsünden mahrum kalmıştır. Süreci bilen ve bizzat benimle birlikte görüşmede olanların binaların yıkımına sessiz kalmalarını siz Ereğli'li hemşehrilerimin takdirlerine bırakıyorum.”



***

ÇATUROĞLU: “KAMUOYU RAHATLASIN” : Bu haber de Önder’den: “Bu alanın Milli Emlak Genel Müdürlüğüne ait olduğunu ve kampüs ile fakülte yapılması için Bülent Ecevit Üniversitesi’ne (BEÜ) süresiz devir edildiğini belirten Çaturoğlu haber merkezimizi telefon ile arayarak, bu kararın bina yapmaya engel olmadığını belirterek, “Biz şu anda Kalkınma Bakanlığı aracılığı ile revize 2018 bütçesinden binaları yaptırma çalışması içindeyiz. Askeri Güvenlik Bölgesi kapsamına alınması tesislerin yapılmasını engellememektedir. Genelkurmay’dan izin alınır ve binalar yapılır. Herhangi bir engel yoktur ve olamaz. Ki, biz bu alandaki limanın da devrini istedik. Böyle bir süreçte, Askeri Güvenlik Bölgesi kapsamına alınması hiçbir şeyi değiştirmez. Kim ne yaparsa, kim ne derse desin biz o kampüsü oraya yapacağız. Kamuoyu rahatlasın ve bilsin ki, daha önce verdiğimiz söz aynen geçerlidir ve o alana binalar da yapılacaktır" dedi. Çaturoğlu,  Milli Savunma Genel Sekreterini aradığını ve bu konuda Ereğli’de büyük sıkıntı olduğunu bildirdiğini ve ertesi günü görüşmelerine de devam edeceğini vurgularken, altını çize çize askeri yasak bölge olmadığını, askeri güvenlik bölgesi olduğunu kaydederken binaların yapılmasına engel olmadığını ve sadece mevzuat gereğince izin alınması gerektiğini ifade ederken “Ereğlililerin gönlü rahat olsun” dedi. 17.05.2018

       *** BURAYA KADAR “KİM NE DEDİ” “NE YAŞANDI”.

*** ŞİMDİ, BİZ NE DİYORUZ:

Eski hastane için Osmanlı Arşivlerinde bulunan en eski belge şudur:

 “Tarih:08/S/1310(Hicrî) -Bolu Sancağına bağlı Ereğli Kasabasından Mehmed Efendi'nin kendisine ait arazi üzerine hastahane yapmasına izin verilmesi talebi.”

Bu belgenin Miladi olarak karşılığı 1 Eylül 1892’dir. Belgeye göre Mehmed Efendi’nin kendine ait arazi üzerinde Hastane binası inşaası için izin istenmektedir. Bu inşaat alanının sahibini ve Tapu-Kadastro bilgilerini (ve sonrasında gelişen tapu-mülkiyet süreçlerini) şimdilik bilmiyoruz. Ama başka bir araştırma ile bunu da bulmak mümkün olabilir.

EREĞLİ HASTANESİ İLE İLGİLİ ŞU OSMANLI ARŞİV BELGELERİ DE BULUNMAKTADIR:

1-Tarih:24/N/1319 (Hicrî) M-1902 -Kastamonu Vilayeti dahilinde bulunan Ereğli ve Çorum hastahanelerinin inşası henüz tamamlanamadığından Zonguldak için talep olunan hastahane inşasının değerlendirilmesi. 

2-Tarih:19/Za/1319 (Hic.) M-1902- Kastamonu''da Müfettiş-i Umumi Vekili Binbaşı Rifat ve Hastahane-i Umumiler Müfettişi Doznig Paşa''nın Muavini Yüzbaşı Hulki Fahri ve Ereğli Hastahanesi Müdürü Naki Efendilerin rütbelerinin birer derece terfii. (Harbiye) M-1902

3-Tarih:09/Ca/1320 (Hicrî) –M-1902- Ereğli''de inşa olunmakta olan hastahanenin bakayadan gelecek tahsilat ile inşaatının tamamlanamayacağına dair Doring Paşa''dan alınan telgraf. (Maliye)

Evet, bu belgeler EREĞLİ HASTANESİ’nin tarihi seyrini göstermektedir.

       AŞAĞIDA SUNDUĞUMUZ BELGELER 1912 YILINA AİT.

       Bu belgelerde, 1912’de EREĞLİ HASTANESİ’nin Hazine hesabından çıkarılarak Belediye’ye devredildiği belirtilmektedir. Bu devir ile Hastanenin Ereğli Belediyesi ile gelişen sürecin iyi bir araştırmadan geçirilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, şu da bilinen bir gerçektir ki Osmanlı Arşiv belgelerinde “Belediye Tabibi” yazılı çok sayıda belge tespit edilmektedir.

         Bahsettiğimiz bu belge ile çok iyi tespit ve teşhis edilmelidir ki (eski) Hastanenin Mülkiyeti hakkında önemli sonuçlara ulaşılabilsin. Öyle ki 1912 sonrasındaki resmi mülkiyet araştırması da yapılmalıdır.

Yapılsın ki Mehmed Efendi’nin arazisi bugün; ASKERİ GÜVENLİK ALANI BÖLGESİNE NASIL DAHİL EDİLEBİLMEKTEDİR görülsün.

Şimdilik bunları belirtelim. Böylece, belki ESKİ HASTANENİN ARAZİSİ, (iyice araştırılır da) 1912’DEKİ SAHİBİ OLAN BELEDİYE’YE KALIR DA çok daha güzel plan ve projelerin üretilmesi sağlanabilir İNŞAALLAH.

Bu durumda; fillerin tepişmesini değil, KENTİMİZİN TÜM İLERİ GELENLERİNİN, SÖZ SAHİBİ OLANLARININ BİR ARAYA GELEREK, “HALKIN HAKKINI ARAYAN GÜVENLİ LİMANLAR” olmasını dilediğimizi belirtmeliyim.

Kaybedilen zaman, a-ley-hi-niz-dee…

 5.9.2018 12:20:17


 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KDZ EREĞLİ ŞEHİT VE GAZİLERİMİZ

  ŞEHİTLERİMİZ: Şehitlerimizin adı,rütbesi, şehit düştüğü yer ve tarihi, mezarının bulunduğu yer, ailesinin adresi aşağıdadır: *HÜSEYİN BIRAK -J.Er -Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı13/07/1993- Balı Köyü- * Halis ÇINAR-Komiser- Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı-13/07/1993- Kemer Mezarlığı- Gülüç * Asım ÇÖMETEN-P.Er- Kulp İlçesi-12/04/1994- Işıklı Köyü- Işıklı Köyü * Murat DEMİR-J.Uzm. Onbaşı- Bingöl İli Genç İlçesi-25/04/1994- Konuralp Şehitliği- Gülüç * Kudret ÖZCAN-Shh. Er.- Kars – Kağızman-14/07/1994- Şehir Mezarlığı-Kepez Mah. * Pürhan ÖZBAKIR-P.Er.- Şehir Mezarlığı-Akarca Mah. * Metin KÖKSAL-J.Astğm.- Tunceli-07/05/1996-Trabzon-Bağlık Mah. * Engin ÖZCAN-P.Er.- Hakkari ili Oltuca İlçesi Kızıltepe Mevkii-24/08/1996- Hacıosmanlar Köyü * Cafer HIRÇIN-P.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Alacabük Köyü * Ömer İNCE-J.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Armutcuk Belediye Mezarlığı-Kandilli * Kenan YILDIZHAN-J.Er- Şırnak – BeytüşşebapKontik Tepe-16/10/2000- Aydın Köyü Kabakoz Mahallesi ...

İSTANBUL VE EREĞLİ’DE YEDİ TEPE

  İstanbul’da olduğu gibi Ereğli’de de yedi tepe olduğu belirtilir. İstanbul’daki tepelerin adı şunlardır: Topkapı Sarayı Tepesi - Çemberlitaş Tepesi - Beyazıt Tepesi - Fatih Tepesi -Yavuz Selim Tepesi - Edirne Kapı Tepesi - Koca Mustafa Paşa Tepesi… Ereğli’deki tepe adları şunlardır: Kuzeybatıda (Çeş)Keştepe (Keşif Tepesi) ve Maltepe, kuzeyde Kaletepe (Heraklea Tepesi), kuzeydoğuda Örencik ve Hacı Hasan Tepesi, doğuda Göztepe (Gözetleme Tepesi) ve Elma Tepe olmak üzere yedi tepeyle çevrilidir. Ereğli halkı dilinde bu tepelerin adı şu isimlerle zikredilir: Aktaş Tepe-Göz Tepe-Kale Tepe-Keş Tepe-Elma Tepe-Doruk Tepe-Gök Tepe.. *** Ereğli’de bulunduğu belirtilen bu yedi tepenin adeta İstanbul’u andırdığı belirtilir. Hatta kaynaklardaki ifadelere göre; Fatih Sultan Mehmet döneminde (İstanbul’un fethine hazırlık için) inşa edilen Rumeli Hisarı için, Ereğli kasabasından taş ve kireç sevk edilmiş olduğu da belirtilir.   Yazar İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın eserinde “İstanbul’a kereste...

OSMANOĞULLARI KURULUŞ VE EREĞLİ

  Ahmet Refik’in b u kitabında yazar, 14. asrın ilk yarısındaki Anadolu’daki durumu, Selçuk oğullarının ve Bizans İmparatorluğunun mücadelelerini anlatmaya çalışır. Kitabın 11. Sayfasında: “O tarihlerde İmparatorluğun Karadeniz tarafındaki hududu Sakarya’ya varıyordu. Oradan ötesini, Kastamonu taraflarını Candar oğulları – Sinop’u Pervane oğulları idare ediyorlardı. Amasra ile EREĞLİ, imparatorluk idaresinde idi. Fakat Bizans memurları ile askerleri oralara ancak Karadeniz’den gemi ile gidebilirlerdi. Karayolları kamilen Türklerin elinde idi. Bizans’ın serhat nöbetçileri Sakarya sahillerini beklerlerdi. Sahil boyunca kulelerle ahşap barakalar yapılmıştı. Bu durumla beraber, Türkler Bizans arazisine hücum için gene yol bulurlardı. Hatta imparator Mihael Paleologos bu felakete nihayet vermek için Anadolu’ya geçmiş, fakat Türklere karşı bir şeye muvaffak olamamıştı”. Yazar Ahmet Refik, aynı kitabının 67. Sayfasında Orhan Bey ile Kantakuzinos arasındaki ilişkilere değinilmiş. Şu ifa...