Ana içeriğe atla

EREĞLİ''NİN FETHİNİN YILDÖNÜMÜ

"

 EREĞLİ'NİN FETHİNİN

658.YIL DÖNÜMÜ MÜBAREK OLSUN


Biliyorum “bu nereden çıktı” diyeceksiniz. Siz de biliyorsunuz ki “Ereğli’yi Orhan Gazi fethetmiştir” ana temalı bir kitabımız bulunmaktadır. Adı ORHAN GAZİ VE BİR FETİH. Bu kitap çıktıktan sonra neler çektik neler. “popstar” denilmediğimiz mi kaldı, “atma Recep” denilmediği mi kaldı!! Ne yapayım, ağzı olan konuştu, eli olan yazdı. “Osmanlı fethi muhabbeti” yaptığımızı belirterek, kendilerince şahsımızı makara-madara yaptılar. Olsun. Ama bu küçük düşürme algı operasyonlarından, EREĞLİ KAZANDI.

Nasıl mı? 2012’de başladığım ORHAN GAZİ araştırmalarımız ile ilgili kitabımızı 2014’te yayınladık. Sonrasında, atalarının 93 Harbi sonrasında Ereğli’ye geldiğini belirten ve Heraklea Tarihçiliği yapanlar tarafından saldırıya ma’ruz kaldık. Bunlar, okumuş-yazmış insanlar; bunlar Ereğli’yi yazan insanlar.

İşte bunlar, kitabımızın ilk defa sunulacağı “UZUN MEHMET VE EREĞLİ’NİN TARİHİ DEĞERLERİ” konulu (ki Kdz Ereğli Belediyesi tarafından düzenlenen) konferansımızın İPTAL edilmesi için mücadele verdiler. Konferanstan önceki gün Belediye Kültür Müdürü B. Kara, şahsımı telefonla arayıp, Belediyeye çağırıp, “yarınki konferans sıkıntı olacak” dedi. Çünkü Tarih Doğa Derneği Başkanı G. Özçakır (7.11.2014’te)  facebook’ta şunları yazıyordu: “Kdz Ereğli Belediyesinin desteği ile yarın Ereğli Tarihi katledilecek. Bilgi yanlışlıkları ile dolu, bilimsel olmayan, efsane-rivayet ve kopyalama-yapıştırma bir kitaba hamilik eden Kdz Ereğli Belediyesini kınıyorum” diye yazıyordu. Dostu olan S.Duran da “Katılıyorum” diyordu.

Oysa bu kitap için kınanacak tek kişi var ise o da şahsımdır. Kaldı ki Belediye ile ilgisi yoktur. Ama aynı kişiler, Belediye ile “HERAKLEA” Panelleri düzenlemektedirler. Onlara göre “Ereğli satın alınmıştır” “fetih yoktur”, yazdıklarımız efsaneden ve rivayetten ibarettir. Kaldı ki kendileri Uzun Mehmet’e de efsane dedikleri için, Yunan efsanesi Herkül’ü de iyi bildikleri için, “efsane”yi hemen anlıyorlar.!

İşte imza-tanıtım programının bile yapılması istenilmeyen kitabımızda tek derdimiz “ORHAN GAZİ, EREĞLİ’Yİ FETHETMİŞTİR” tezimiz idi. Bu tezimiz için çok sayıda, Osmanlı Arşiv Belgesini de ortaya çıkarmıştık. Ama değeri yoktu, çünkü onların tek derdi vardı, o da bir İspanyol gezgin olan CLAVIJO adındaki biri 1404’te Ereğli’ye gezmeye gelmiş ve bir Rum ile konuşmuş, burası ne zaman Türk hakimiyetine geçti demiş!. O Rum da (her kimse) “yaklaşık 30 yıl önce burayı Bayezid’in oğlu Süleyman Çelebi birkaç bin düka karşılığında satın aldı” demiş.. İşte bu mışlı-mişli ifadeleri TARİH olarak ta başından beri kabul etmedik. Çünkü yöremiz ile ilgili, çok sayıda Arşiv Belgesi ortadaydı.

*** Eczacı S. DURAN: Bakın S. Duran son yazısında şunları yazıyor: “Ereğli’nin Osmanlı idaresine, Sultan Orhan döneminde geçtiğine ve bunun bir fetih ile olduğuna dair bazı iddialar söz konusudur. Özellikle önümüzdeki ay konu edeceğimiz Uluslu İbrahim Hamdi Efendi’nin Cihannüma’sındaki ifadelerine dayanarak bu İDDİAYI geliştirenler, bu yazı dizisinin ilk seyyahı olan de Clavijo’nun anlatımını görmezden gelirler. Oysa, en eski dönem Osmanlı tarihlerinde dahi, Ereğli’nin fethine dair bir kayıt yoktur. Bu İDDİAYI ısrarla dillendirenlerin Ereğli’yi illâ fetihle ele geçirilmiş olması isteklerini tarihin doğrulamadığı açıktır. İbrahim Hamdi Efendi’nin Cihannüma’nın ilâve nüshasındaki anlatımı; klasik Osmanlı tarihçilerinin efsane ve padişahları yüceltmeyi seven anlatım tarzlarının bir sonucundan başka bir şey değildir”

Yani “Katip Çelebi-Cihannüma” “Uluslu İbrahim Hamdi Efendi” BİZİM DE BELİRTTİĞİMİZ “ORHAN GAZİ EREĞLİ FETHETTİ” ifadeleri,   S.D’ye göre efsane üreten bir iddia imiş.. Çünkü zât-ı âlileri,  büyük tarihçi böyle buyurdu!!

Yine ilgili araştırmacı son yazısında da şunları yazmıştı:

    “İbrahim Hamdi Efendi’nin ‘Sultan Orhan gelip kale fetih eylediklerinde’ ifadesine dayanarak Ereğli’nin ‘fethini’ o döneme yerleştiren bazı yerel tarihçilerimiz olmuştur. Oysa ki, tarihte tek bir kaynağa dayanarak iddiada bulunmak doğru bir yöntem değildir. Yapılacak ayrıntılı bir araştırma ile, Osmanlı’nın ilk yıllarında yazılmış hiçbir tarih eserinde bu yönde bir kayda rastlanmadığı görülecektir”. 

Son cümlesini tekrar edelim: “Osmanlı’nın ilk yıllarında yazılmış hiçbir tarih eserinde bu yönde bir kayda rastlanmadığı görülecektir”. 

Ve bu cümlesine cevap verelim: Osmanlı’nın ilk yıllarında yazılmış eser sıkıntısı olduğu bir gerçek. Ama, 1295’te Heraklea Pontika’da doğmuş, 1315’te Ereğli’den ayrılmış ve Bizans İmparatorluğunun çok önemli bir kişisi olmuş bir yazarın “Heraklea-EREĞLİ 4 Temmuz 1360’ta Türklere geçti” diye yazmış olduğunu belirtelim. Bu kişi Osmanlı’nın ilk yıllarında yaşamış ve Ereğli’de doğmuş bir kişi. DEMEK Kİ OSMANLI’NIN İLK YILLARINDA YAZILMIŞ BİR TARİH ESERİNDE BÖYLE BİR KAYIT BULUNABİLİRMİŞ.!

TARİHÇİ G. ÖZÇAKIR: 26.01.2016 tarihli “BİZANS DEVLETİ TARİHİ’NDE EREĞLİ” başlıklı yazımıza yorum yapan Ereğli Tarih Doğa Derneği Başkanı olarak şunları yazmaktaydı: Sayın Çetin’in dilinden düşürmediği Osmanlı Arşivleri söylemi var. Son kitabında mesela Osmanlı Başbakanlık arşivinde Osmanlı dönemi Kestaneci köyü ile ilgili Uzun Mehmet ile ilgili kömürün bulunuşu ile ilgili bir kaynak bulmuş mu? Mümkün değildir. Orhan Bey ile bulması ise tamamen imkânsız sadece Vakıf kayıtları ile ahkâm kesilemez onlar da Kastamonu’dadır. Tarihin kutbu Halil İNALCIK, Sayın ÇETİN şaşıracak ama kaynak yetersizliğinden Osman, Orhan bey dönemlerini Bizans kaynaklı bulup inceler. Sayın ÇETİN’in arşiv bilgisi özet kayıtlardan ibaret olduğu için burada da yanılıyor. Bir de gözden kaçırdığı durum şu 18.yüzyıl gravürlerinde bile Ereğli surlarla çevrili Alaplı, Gülüç vb. Osmanlı hâkimiyetinde olsa bile bu şehir kolay ele geçirilemez. Aynı durumdaki Amasra ancak 1461de alınabilmiştir.”

Eğer tarihi gerçeklikte, gerçekten Ereğli Orhan Gazi döneminde Türk ve İslam kenti yapılmış ise yukarıdaki ifadeleri yazan (“Bu şehir kolay ele geçirilemez” diyen) tarihçiler için TÜRK İSLAM TARİHİ DÜŞMANI GİBİ HAREKET EDİYORLAR denilmez mi??

Yine ne demişti G.Ö: “Vakıf kayıtları ile ahkâm kesilemez, onlar da Kastamonu’dadır”. Doğrudur ama Prof  Dr Enver Konukçu (SAÜ Fen Edebiyat Dergisi-2008) yayınlanan bir yazısında şunları yazmaktadır: “Orhan Bey tarih kaynaklarına göre değil, mevcud vakıf kaynaklarına göre de Konuralp İline bitişik KDZ EREĞLİSİNİ DE ELE GEÇİRMİŞTİ” diye yazar ve kabul ederken, bizim gibi rivayetlerin mi peşine düşmüştür!!

Ayrıca bir Profesör olan E.KONUKÇU “tarihi kaynaklarda sessizlik hüküm sürerken, VAKIF kayıtlarında Orhan Bey’in EREĞLİ ile ilgili emirler verdiği biliniyor” gibi ifadeleri ile vakıf kayıtlarını dikkate alarak “Orhan Bey Kdz Ereğlisini ele geçirmişti” diye yazarken, sizin derdiniz (bizimle) ne ki!?. Ya da “Ereğli’nin Orhan Bey döneminde ele geçirilmesi” ile, sizin derdiniz ne ki?

Evet G.Ö, “Ereğli’yi öyle kolay almak mümkün değildir” diyor ama bizim ceddimiz; o ele geçirilmez denilen surları-kaleleri ele geçirmiş ve o alınmaz denilen kenti almıştır. Tarihçi, kendi ceddini doğru-haklı-güçlü çıkaracak zihniyete sahip olmalıdır. Bir batılının bir gecelik gezi yazısını, çok önemli bir TARİH kaydı diye yıllarca önümüze süren bu düşüncedeki kişilerin, TARİHİMİZE değer üretemeyeceği ve yazdıkları ile batılılalara hizmet ettikleri de ortadadır.

***    ÖNEMLİ NOT: 2014 yılında çıkardığımız ORHAN GAZİ VE BİR FETİH adlı kitabımız sonrasında, kendimizi hep bir tartışma içinde bulduk. Tartışmada karşımızda çok sayıda dost-yoldaş vardı. Olsun.

             İki konu bizim için önemliydi: “ORHAN GAZİ-EREĞLİ” “UZUN MEHMET”. Allah’a şükürler olsun ki bu iki DEĞERimiz için yaşadığımız tartışmalar sonrasında, şahsımızın araştırmaları değer kazandı. Bakın bugün, EREĞLİ’NİN FETHİ konusundaki tezimizin doğruluğu da kanıtlanmış oldu.

             Yine bir EREĞLİLİ (pardon HERAKLEALI) olan bir tarihçinin yazdıkları ile EREĞLİ’NİN ORHAN GAZİ DÖNEMİNDE TÜRK İSLAM TOPRAKLARINA KATILDIĞI tezimizi de bu tartışmalı yazılarımız sonrasında kanıtlamış olduk.. Bu yazımızda; 1295’te HERAKLEA’da doğan bir tarihçinin Heraklea-EREĞLİ “Türk Fethinin 4 Temmuz 1360’ta gerçekleşti” ifadesini paylaştık. Sonraki yazımızda, bu HERAKLEALI TARİHÇİ hakkında yazalım.


SONSÖZ: EREĞLİ'NİN FETHİNİN 658. YIL DÖNÜMÜ MÜBAREK OLSUN.

4.7.2018 09:51:46


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KDZ EREĞLİ ŞEHİT VE GAZİLERİMİZ

  ŞEHİTLERİMİZ: Şehitlerimizin adı,rütbesi, şehit düştüğü yer ve tarihi, mezarının bulunduğu yer, ailesinin adresi aşağıdadır: *HÜSEYİN BIRAK -J.Er -Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı13/07/1993- Balı Köyü- * Halis ÇINAR-Komiser- Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı-13/07/1993- Kemer Mezarlığı- Gülüç * Asım ÇÖMETEN-P.Er- Kulp İlçesi-12/04/1994- Işıklı Köyü- Işıklı Köyü * Murat DEMİR-J.Uzm. Onbaşı- Bingöl İli Genç İlçesi-25/04/1994- Konuralp Şehitliği- Gülüç * Kudret ÖZCAN-Shh. Er.- Kars – Kağızman-14/07/1994- Şehir Mezarlığı-Kepez Mah. * Pürhan ÖZBAKIR-P.Er.- Şehir Mezarlığı-Akarca Mah. * Metin KÖKSAL-J.Astğm.- Tunceli-07/05/1996-Trabzon-Bağlık Mah. * Engin ÖZCAN-P.Er.- Hakkari ili Oltuca İlçesi Kızıltepe Mevkii-24/08/1996- Hacıosmanlar Köyü * Cafer HIRÇIN-P.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Alacabük Köyü * Ömer İNCE-J.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Armutcuk Belediye Mezarlığı-Kandilli * Kenan YILDIZHAN-J.Er- Şırnak – BeytüşşebapKontik Tepe-16/10/2000- Aydın Köyü Kabakoz Mahallesi ...

İSTANBUL VE EREĞLİ’DE YEDİ TEPE

  İstanbul’da olduğu gibi Ereğli’de de yedi tepe olduğu belirtilir. İstanbul’daki tepelerin adı şunlardır: Topkapı Sarayı Tepesi - Çemberlitaş Tepesi - Beyazıt Tepesi - Fatih Tepesi -Yavuz Selim Tepesi - Edirne Kapı Tepesi - Koca Mustafa Paşa Tepesi… Ereğli’deki tepe adları şunlardır: Kuzeybatıda (Çeş)Keştepe (Keşif Tepesi) ve Maltepe, kuzeyde Kaletepe (Heraklea Tepesi), kuzeydoğuda Örencik ve Hacı Hasan Tepesi, doğuda Göztepe (Gözetleme Tepesi) ve Elma Tepe olmak üzere yedi tepeyle çevrilidir. Ereğli halkı dilinde bu tepelerin adı şu isimlerle zikredilir: Aktaş Tepe-Göz Tepe-Kale Tepe-Keş Tepe-Elma Tepe-Doruk Tepe-Gök Tepe.. *** Ereğli’de bulunduğu belirtilen bu yedi tepenin adeta İstanbul’u andırdığı belirtilir. Hatta kaynaklardaki ifadelere göre; Fatih Sultan Mehmet döneminde (İstanbul’un fethine hazırlık için) inşa edilen Rumeli Hisarı için, Ereğli kasabasından taş ve kireç sevk edilmiş olduğu da belirtilir.   Yazar İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın eserinde “İstanbul’a kereste...

OSMANOĞULLARI KURULUŞ VE EREĞLİ

  Ahmet Refik’in b u kitabında yazar, 14. asrın ilk yarısındaki Anadolu’daki durumu, Selçuk oğullarının ve Bizans İmparatorluğunun mücadelelerini anlatmaya çalışır. Kitabın 11. Sayfasında: “O tarihlerde İmparatorluğun Karadeniz tarafındaki hududu Sakarya’ya varıyordu. Oradan ötesini, Kastamonu taraflarını Candar oğulları – Sinop’u Pervane oğulları idare ediyorlardı. Amasra ile EREĞLİ, imparatorluk idaresinde idi. Fakat Bizans memurları ile askerleri oralara ancak Karadeniz’den gemi ile gidebilirlerdi. Karayolları kamilen Türklerin elinde idi. Bizans’ın serhat nöbetçileri Sakarya sahillerini beklerlerdi. Sahil boyunca kulelerle ahşap barakalar yapılmıştı. Bu durumla beraber, Türkler Bizans arazisine hücum için gene yol bulurlardı. Hatta imparator Mihael Paleologos bu felakete nihayet vermek için Anadolu’ya geçmiş, fakat Türklere karşı bir şeye muvaffak olamamıştı”. Yazar Ahmet Refik, aynı kitabının 67. Sayfasında Orhan Bey ile Kantakuzinos arasındaki ilişkilere değinilmiş. Şu ifa...