Ana içeriğe atla

OSMANOĞULLARI KURULUŞ VE EREĞLİ

 


Ahmet Refik’in bu kitabında yazar, 14. asrın ilk yarısındaki Anadolu’daki durumu, Selçuk oğullarının ve Bizans İmparatorluğunun mücadelelerini anlatmaya çalışır. Kitabın 11. Sayfasında:

“O tarihlerde İmparatorluğun Karadeniz tarafındaki hududu Sakarya’ya varıyordu. Oradan ötesini, Kastamonu taraflarını Candar oğulları – Sinop’u Pervane oğulları idare ediyorlardı. Amasra ile EREĞLİ, imparatorluk idaresinde idi. Fakat Bizans memurları ile askerleri oralara ancak Karadeniz’den gemi ile gidebilirlerdi. Karayolları kamilen Türklerin elinde idi. Bizans’ın serhat nöbetçileri Sakarya sahillerini beklerlerdi. Sahil boyunca kulelerle ahşap barakalar yapılmıştı. Bu durumla beraber, Türkler Bizans arazisine hücum için gene yol bulurlardı. Hatta imparator Mihael Paleologos bu felakete nihayet vermek için Anadolu’ya geçmiş, fakat Türklere karşı bir şeye muvaffak olamamıştı”.




Yazar Ahmet Refik, aynı kitabının 67. Sayfasında Orhan Bey ile Kantakuzinos arasındaki ilişkilere değinilmiş. Şu ifadeleri de iktibas edelim: “..O senenin Mayıs ayında Kantakuzinos Vilarkera (Blaguernes) sarayında taç giyme merasimi yapıldı. Kantakuzinos saltanat şeriki İmparator Beşinci Yoanis Paleologos’a kızı ELENİ’yi vererek kendisine damat edindi. İmparatorluğu da imparator hanedanını da tamamen avucu içine aldı.” “Kantakuzinos Orhan Bey ile ittifakının derhal faydasını gördü. İmparatorluğun Anadolu’da elinde kalmış olan EREĞLİ ve AMASRA gibi yerleri de Türk beylerinin hücumlarından kurtuldu-(Dipnot: Kantakuzinos:Cilt-2:Sayfa-589)”

Bizans kaynaklarından iktibaslar yapan Ahmet Refik’in bahse konu olan kitabından anlaşılan şudur: “Orhan Bey döneminde Ereğli, Bizans İmparatorluğu elindedir.”


Şimdi de başka bir kitaba geçelim: Prof. Dr. Şerif  BAŞTAV’ın “Bizans İmparatorluğu Tarihi”. 1261-1461 tarihleri arasındaki “Osmanlı Türk Bizans Münasebetleri”ne.. Sayfa 34: “Türk fetihleri gittikçe hudut bölgeleri üzerine yükleniyor ve Bizans şehirleri ancak şurada burada  karşı koyabiliyor ve düşmanı geri çekilmeye zorlayabiliyorlarsa da açık sahalarda düşmanı durdurmak mümkün olamıyordu. 1300’lerde hemen bütün Anadolu Türklerin eline düşmüştü. İznik-İzmit-Bursa-Sard-Alaşehir-Manisa ve bunlar dışında Karadeniz’de EREĞLİ ve Akdeniz’de İzmir ve FOÇA gibi bir kısım kaleler Türk istilasına daha bir müddet karşı koyabildi. Fethedilen arazi Türk beyleri arasında bölüşüldüğünden Batı Anadolu’da bir çok Türk beyliğinin kurulduğu görüldü.” “Askeri iktidardan yoksun bulunan Bizans çaresiz bir facia ile karşı karşıya idi. Bir zamanlar Bizans’ın beşiği olan Anadolu, ebediyen kaybolmak üzere idi”

“14. yy’lın başında Anadolu’daki Türk beylikleri, Bizans’ın sahil şehirleri MANİSA-ALAŞEHİR-SARD gibi hala Bizans nüfuzu altında bulunan yerleri şiddetle sıkıştırıyorlardı.”

            “İznik 1331’de Türklerin eline geçti” “1137’de İzmit kalesi Türklerin eline geçti. Böylece 1340 sıralarında ORHAN (Gazi)nin arazisi, Anadolu’nun kuzey batısında bir ucu Üsküdar’a kadar uzanan yüze yakın kaleyi içine alıyordu. Artık Osmanlı Devleti, diğer komşu Türk emirliklerini tehdit edecek hale gelmişti.”..

“Anadolu’da  artık Bizans, ALAŞEHİR VE KARADENİZ EREĞLİSİ gibi birbirinden uzak birkaç kaleye sahipti ve hadiselerin gelişmesinde bu yerlerin hiçbir önemi yoktu. “Bithynia, Kocaeli sahillerindeki fetihlerden sonra Osmanlılar, komşu Türk beyliklerinin zararına kuvvetli bazı kaleleri ele geçirerek Avrupa yakasına da geçmek suretiyle korsan akınları ve hücumları yapmaya başlamışlardır. Her ne kadar ANDRONİKOS bunları geri püskürtmeyi başardı ise de bu hücumlar ilerisi için büyük tehlike yaratacaktı”.

“1345 başında Kantakuzenos Edirne’yi ele geçirdi. Umur Bey’den ümidini kesen Kantakuzenos, Osmanlı Emiri ORHAN BEY’e başvurdu ve ona kızı THEODORA’yı vereceğini vadederek karşılığında Osmanlı askeri sağladı ve bunları Avrupa yakasına geçirdi. Bu kuvvetlerle İşboli (Sozopolis) hariç, KARADENİZ SAHİLİNDEKİ BÜTÜN ŞEHİRLERİ ELE GEÇİRDİ, İstanbul’u sıkıştırdı. Fakat başşehri ele geçirebilmesi için daha iki yıl geçmesi gerekecekti. Sayfa:58”

            KATALANLAR, TÜRKLER VE HALİL

            Prof. Dr. Şerif Baştav “Bizans İmparatorluğu Tarihi” adlı kitabının 36.sayfasında: “Tesalya’ya doğru uzaklaşan KATALANLAR, Trakya ve Makedonya’da beraber çalıştıkları Türkleri İmparatorluğa miras bırakıyorlardı. Sayısı 1800 kadar olmasına rağmen, HALİL’in mahirane idaresi altında bulunan bu Türkler, Makedonya ve Trakya’yı anarşi içinde bırakmış ve Selanik ile merkez arasındaki ulaşımı kesmişlerdi. 1311’de Anadolu’dan yeni müfrezeler getirerek kuvvetlenen HALİL, kendisine karşı gönderilen İmparatorluk ordusunu dağıtıyor ve tahtın varisi MİHAEL de bu muharebeden canını zor kurtarıyordu. Bu ağır durum karşısında çaresiz kalan MİHAEL, Cenovalılardan ve Sırplardan yardım istemek zorunda kalmış ve 1314’te HALİL’in Türkleri, Gelibolu civarında kılıçtan geçirilmişlerdir.” “Katalanların çekilmesinden sonra Anadolu’daki Türkler, eski yerlerine dönüyor ve yerleşerek yeni arazi elde etmek çabalarına girişiyorlar. Bizans’ta vuku bulan bütün bu hadiseler, tam Osmanlıların ortaya çıktıkları bir zamanda vuku bulduğu için ayrı bir önem taşır”. “Katalanlar’ın, Anadolu’dan çekilmelerinden sonra, 14. yy’lın başında ANADOLU, Türk akıncılarına tamamıyla açıktı.”.. “14. yy’lın başında Anadolu’daki Türk beylikleri, Bizans’ın sahil şehirleri MANİSA-ALAŞEHİR-SARD gibi hala Bizans nüfuzu altında bulunan yerleri şiddetle sıkıştırıyorlardı.”


15.2.2018 09:06:01


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KDZ EREĞLİ ŞEHİT VE GAZİLERİMİZ

  ŞEHİTLERİMİZ: Şehitlerimizin adı,rütbesi, şehit düştüğü yer ve tarihi, mezarının bulunduğu yer, ailesinin adresi aşağıdadır: *HÜSEYİN BIRAK -J.Er -Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı13/07/1993- Balı Köyü- * Halis ÇINAR-Komiser- Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı-13/07/1993- Kemer Mezarlığı- Gülüç * Asım ÇÖMETEN-P.Er- Kulp İlçesi-12/04/1994- Işıklı Köyü- Işıklı Köyü * Murat DEMİR-J.Uzm. Onbaşı- Bingöl İli Genç İlçesi-25/04/1994- Konuralp Şehitliği- Gülüç * Kudret ÖZCAN-Shh. Er.- Kars – Kağızman-14/07/1994- Şehir Mezarlığı-Kepez Mah. * Pürhan ÖZBAKIR-P.Er.- Şehir Mezarlığı-Akarca Mah. * Metin KÖKSAL-J.Astğm.- Tunceli-07/05/1996-Trabzon-Bağlık Mah. * Engin ÖZCAN-P.Er.- Hakkari ili Oltuca İlçesi Kızıltepe Mevkii-24/08/1996- Hacıosmanlar Köyü * Cafer HIRÇIN-P.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Alacabük Köyü * Ömer İNCE-J.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Armutcuk Belediye Mezarlığı-Kandilli * Kenan YILDIZHAN-J.Er- Şırnak – BeytüşşebapKontik Tepe-16/10/2000- Aydın Köyü Kabakoz Mahallesi ...

İSTANBUL VE EREĞLİ’DE YEDİ TEPE

  İstanbul’da olduğu gibi Ereğli’de de yedi tepe olduğu belirtilir. İstanbul’daki tepelerin adı şunlardır: Topkapı Sarayı Tepesi - Çemberlitaş Tepesi - Beyazıt Tepesi - Fatih Tepesi -Yavuz Selim Tepesi - Edirne Kapı Tepesi - Koca Mustafa Paşa Tepesi… Ereğli’deki tepe adları şunlardır: Kuzeybatıda (Çeş)Keştepe (Keşif Tepesi) ve Maltepe, kuzeyde Kaletepe (Heraklea Tepesi), kuzeydoğuda Örencik ve Hacı Hasan Tepesi, doğuda Göztepe (Gözetleme Tepesi) ve Elma Tepe olmak üzere yedi tepeyle çevrilidir. Ereğli halkı dilinde bu tepelerin adı şu isimlerle zikredilir: Aktaş Tepe-Göz Tepe-Kale Tepe-Keş Tepe-Elma Tepe-Doruk Tepe-Gök Tepe.. *** Ereğli’de bulunduğu belirtilen bu yedi tepenin adeta İstanbul’u andırdığı belirtilir. Hatta kaynaklardaki ifadelere göre; Fatih Sultan Mehmet döneminde (İstanbul’un fethine hazırlık için) inşa edilen Rumeli Hisarı için, Ereğli kasabasından taş ve kireç sevk edilmiş olduğu da belirtilir.   Yazar İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın eserinde “İstanbul’a kereste...