Ana içeriğe atla

ORHAN GAZİ VE BİR FETİH KİTABIMIZIN ÖNSÖZÜ

 “İÇİMİZDEKİ HERAKLEALILAR”IN TEPKİ DUYDUKLARI, “ORHAN GAZİ VE BİR FETİH” ADLI KİTABIMIZIN “ÖNSÖZ”Ü:

“Yapmayana, yaparlar” “vurmayanı, vururlar” derler. Kendi tarihlerini yazmayanlara, başkaları-başka bir tarih kitabı yazıp eline verir.. Verdiler de: (Heraklea Pontika Tarihi…)

Sevgili Dostlar, Sevgili Ereğlililer, Sevgili Alaplılılar! Artık silkinmenin zamanı geldi… Sadece Ereğlililer değil aslında. Türkiye’miz de aynı sıkıntıyı yaşıyor.. Evet, “Ereğli çocuğu” olarak, aslanlar gibi ortaya çıkıp, artık kendi tarihimizi yazmanın zamanı gelmiş olmalı? Hani çocuklar, çok sevdikleri babasına “aslan babam” derler ya, artık bizler de 100-200-300-500 yıl önceki babalarımıza-dedelerimize, “aslan babam” desek mi ki..? Dersek onlar sevinmezler mi ki..?


Ereğli’nin öz evlatları, 200-300-500 yıldır ataları bu topraklarda yaşayanların torunları, “artık, atalarının-dedelerinin tarihleri hakkında bir eser yazmayacak mı diye düşünmenin, samimi bir heyecanın” eseri bu kitap…

Bu zamana kadar bizlere hep, Ereğli ile ilgili kitaplarda, “Heraklea” “Pontika” “Heraklia Pontus” “Mitoloji-efsane”lerle, “Herkül”lerle bilgi aktarımında bulundular..

Bizim Türk ve İslam tarihimizden 1000 yıllık 2000 yıllık daha eski “tarih bilgilerine” karşı, “hodri meydan” bu kitap..

“Tamam, coğrafyaların tarihlerini yazalım ama milletimizin dedelerimizin tarihini yazsak daha değer-li olmaz mı” diye sorar bu kitap?..

Artık Ereğli’de “Herkül” heykellerinden sonra, “Kerberos” köpek heykellerinden sonra, bunlardan daha büyük bir “Orhan Gazi” Heykelinin dikilmesinin sırası gelmedi mi diye sorar bu kitap?..

HEY GİDİ HERKİL’LER: Ereğli’nin her bir köyünde (eski yıllarda) her evin giriş katında (sayat denen yerde) bulunan “Herkil”ler var ya, hani hane halkının (erzak deposu) kileri gibi olan o dolap var ya, bir yıl boyunca emek verilmiş tarla mahsullerinin toplandığı “Herkil” adını verdiğimiz o ambar-dolap var ya, işte bu efsane kişisi Herkül’den daha mı az bilinçaltı yaptı bizde diye sorar bu kitap.



KERBEROS KÖPEĞİNİ ALT EDEN HERKÜL EFSANE

AMA AT ÜZERİNDE EREĞLİ FETHİ BİR GERÇEK


(Not: Mitolojik efsanelere göre, Kerberos; ölüler ülkesini-cehennemi koruyan bir bekçi köpektir ve Herkül ona karşı zafer kazanmıştır. Bu efsanenin Ereğli’de yaşanmış olduğu dile getirilir. Bu efsanelere izafeten, Kerberos’un ve Herkül’ün Ereğli sahilinde heykelleri dikili bulunmaktadır..


Tarih yazarak bu coğrafyanın son sahibi olan bizler, ilk sahiplerinin (hem de efsanelerdeki) hikayelerini yazıyoruz, heykellerini dikiyoruz, iyi mi?)




Artık Ereğli’de Kurtuluş Savaşı manevi önderlerinden sadece biri olan Nimet Hocanın ve Alemdar kahramanlarından sadece biri olan Recep Kahya’nın heykellerinin dikilmesinin sırası gelmedi mi diye sorar bu kitap?..

Artık Ereğli’de, 500 sene önce-1000 sene önce yörenin Türkleşmesi ve İslamlaşması adına hizmet eden Ümmi Kemal Hz, Seyyid Nasrullah Efendi ve diğer Türk ve İslam önderlerimizi tanımanın ve insanlarımıza tanıtmanın zamanı gelmedi mi diye sorar bu kitap?..

Artık Ereğli’de Türk tarihine yönelik çalışmalar yapmanın, eserler hazırlamanın ve bunları araştırıp ortaya koymanın zamanı gelmiş ve geçmiş olmalı fikrini kabul eder bu kitap.. Bu araştırmalarımızdan, “nasıl olsa kimse okumuyor diye vaz geçecek değildik ya” diye, diğer bir düşüncemizin eseri bu kitap..

Ama özellikle, “artık Ereğli’de, Ereğli insanını ‘kıvırcık’laştıran zihniyetten kurtulmanın, bu yaftadan sıyrılıp-silkinmenin zamanı gelmedi mi” diye sorar bu kitap.. Sevgili Ereğlililer, Ne Dersiniz?


EREĞLİLİ BİR ARAŞTIRMACI KİTABIMIZ İÇİN ŞU İFADELERİ KULLANMIŞTI: “..Hasbelkader bildiğim konularda kesilen ahkâmlar hakkında bir şeyler yazmak zorunda hissettim kendimi..” “Kitabın amacı; adından da anlaşılacağı üzere; Ereğli'nin Osmanlı'ya katılışının Orhan Gazi'nin fethiyle olduğunu ispatlamak.. Oysa, bu memleket, klasik anlamda fetih edilmemiştir. II. Bayezit döneminde Bizans imparatorundan satın alındığını, dönemin İspanyol gezgini de Clavijo açıkca yazar; hatta rakam dahi verir, bir kaç bin duka altını diye..” “..aynı döneme tanıklık eden de Clavijo'ya göre Eregli'nin Osmanlı'ya katılışını anlatmak tarihçinin gerçek sorumluluğudur”. “Alaplı -o donemdeki adıyla Samako- Osmanlı döneminde hiç bir zaman kaza olmamıştır, Kastamonu ve Bolu Salnameleri bunu kanıtlar-1 Kasım 2014”. (RÇ: Halbuki 1600’lü yıllarda bile Samako Alaplı Kaza’dır.)


25.04.2017


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KDZ EREĞLİ ŞEHİT VE GAZİLERİMİZ

  ŞEHİTLERİMİZ: Şehitlerimizin adı,rütbesi, şehit düştüğü yer ve tarihi, mezarının bulunduğu yer, ailesinin adresi aşağıdadır: *HÜSEYİN BIRAK -J.Er -Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı13/07/1993- Balı Köyü- * Halis ÇINAR-Komiser- Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı-13/07/1993- Kemer Mezarlığı- Gülüç * Asım ÇÖMETEN-P.Er- Kulp İlçesi-12/04/1994- Işıklı Köyü- Işıklı Köyü * Murat DEMİR-J.Uzm. Onbaşı- Bingöl İli Genç İlçesi-25/04/1994- Konuralp Şehitliği- Gülüç * Kudret ÖZCAN-Shh. Er.- Kars – Kağızman-14/07/1994- Şehir Mezarlığı-Kepez Mah. * Pürhan ÖZBAKIR-P.Er.- Şehir Mezarlığı-Akarca Mah. * Metin KÖKSAL-J.Astğm.- Tunceli-07/05/1996-Trabzon-Bağlık Mah. * Engin ÖZCAN-P.Er.- Hakkari ili Oltuca İlçesi Kızıltepe Mevkii-24/08/1996- Hacıosmanlar Köyü * Cafer HIRÇIN-P.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Alacabük Köyü * Ömer İNCE-J.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Armutcuk Belediye Mezarlığı-Kandilli * Kenan YILDIZHAN-J.Er- Şırnak – BeytüşşebapKontik Tepe-16/10/2000- Aydın Köyü Kabakoz Mahallesi ...

İSTANBUL VE EREĞLİ’DE YEDİ TEPE

  İstanbul’da olduğu gibi Ereğli’de de yedi tepe olduğu belirtilir. İstanbul’daki tepelerin adı şunlardır: Topkapı Sarayı Tepesi - Çemberlitaş Tepesi - Beyazıt Tepesi - Fatih Tepesi -Yavuz Selim Tepesi - Edirne Kapı Tepesi - Koca Mustafa Paşa Tepesi… Ereğli’deki tepe adları şunlardır: Kuzeybatıda (Çeş)Keştepe (Keşif Tepesi) ve Maltepe, kuzeyde Kaletepe (Heraklea Tepesi), kuzeydoğuda Örencik ve Hacı Hasan Tepesi, doğuda Göztepe (Gözetleme Tepesi) ve Elma Tepe olmak üzere yedi tepeyle çevrilidir. Ereğli halkı dilinde bu tepelerin adı şu isimlerle zikredilir: Aktaş Tepe-Göz Tepe-Kale Tepe-Keş Tepe-Elma Tepe-Doruk Tepe-Gök Tepe.. *** Ereğli’de bulunduğu belirtilen bu yedi tepenin adeta İstanbul’u andırdığı belirtilir. Hatta kaynaklardaki ifadelere göre; Fatih Sultan Mehmet döneminde (İstanbul’un fethine hazırlık için) inşa edilen Rumeli Hisarı için, Ereğli kasabasından taş ve kireç sevk edilmiş olduğu da belirtilir.   Yazar İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın eserinde “İstanbul’a kereste...

OSMANOĞULLARI KURULUŞ VE EREĞLİ

  Ahmet Refik’in b u kitabında yazar, 14. asrın ilk yarısındaki Anadolu’daki durumu, Selçuk oğullarının ve Bizans İmparatorluğunun mücadelelerini anlatmaya çalışır. Kitabın 11. Sayfasında: “O tarihlerde İmparatorluğun Karadeniz tarafındaki hududu Sakarya’ya varıyordu. Oradan ötesini, Kastamonu taraflarını Candar oğulları – Sinop’u Pervane oğulları idare ediyorlardı. Amasra ile EREĞLİ, imparatorluk idaresinde idi. Fakat Bizans memurları ile askerleri oralara ancak Karadeniz’den gemi ile gidebilirlerdi. Karayolları kamilen Türklerin elinde idi. Bizans’ın serhat nöbetçileri Sakarya sahillerini beklerlerdi. Sahil boyunca kulelerle ahşap barakalar yapılmıştı. Bu durumla beraber, Türkler Bizans arazisine hücum için gene yol bulurlardı. Hatta imparator Mihael Paleologos bu felakete nihayet vermek için Anadolu’ya geçmiş, fakat Türklere karşı bir şeye muvaffak olamamıştı”. Yazar Ahmet Refik, aynı kitabının 67. Sayfasında Orhan Bey ile Kantakuzinos arasındaki ilişkilere değinilmiş. Şu ifa...