Ana içeriğe atla

“FRANSIZLAR, MUNDAR ÇİZMELERİ İLE RAMAZAN''DA EREĞLİ''Yİ İŞGAL ETMİŞLERDİ”

 Kdz Ereğli.. Tarihi ile coğrafyası ile yer altı yer üstü zenginlikleri ile dünya ülkelerinin göz koyduğu kent..

Osmanlı’nın daha ilk yıllarında TÜRK İSLAM şehri yaptığı kent: EREĞLİ.

EREĞLİ, özellikle hemşehrimiz UZUN MEHMET’in (kentimiz sınırları içinde) kömürü keşfetmesi ile daha bir göze geldi.

Birinci Dünya Savaşında Osmanlı İmparatorluğu yenik düşünce, Mondros Anlaşması sonrasında, Anadolu’nun diğer kentlerinin akıbetinde olduğu gibi EREĞLİ’nin de akıbeti meçhuldü. Fransızlar-İngilizler-Ruslar; Ereğli’yi kendi hegemonyaları içinde görmek istiyorlardı.

Konumuz, Ereğli’nin 8 Haziran’daki işgali ve 18 Haziran’daki Kurtuluş Günüdür.

Fransızlar 8 Haziran 1920’de Ereğli’yi işgal ettiler. Daha önceden işgal ettikleri Zonguldak’ta olduğu gibi Ereğli halkından da bir tepki gelmeyeceğini düşünüyorlardı. (Fransızlar 8 Mart 1919’da Zonguldak’ı işgal etmişlerdi).

Fransızlar; Keşiftepe-Kestanelik sırtlarından, Devlet Hastanesinin bulunduğu mevkiden Ereğli’yi işgale başlamışlardı. Fakat Kuva-yı Milliye Komutanı İzzet Bey de gereken önlemleri ve hazırlıkları sürdürüyordu.

Ereğli insanı işgale karşı geldi ve direndi. İşgalci Fransız gemisine giden Belediye Reisi Akmanoğlu Raşit Bey, Fransız gemi komutanı ile görüştü. Fakat Fransızların işgalde kararlı olduğunu görünce; durum, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ne ve de BMM Reisi Mustafa Kemal’e iletildi.

Mustafa Kemal; Ereğli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetine yönelik olarak “Fransızların Ereğli’ye yapmaya başladıkları ihraç hareketine karşı tarafımızdan derhal tedabir (tedbir) ittihaz edilecektir. Bu tedabir tesirini gösterinceye kadar Kaza dahilindeki Kuva-yı Milliye ile müsellehan mukavemet gösterilmesi lazımdır” şeklinde cevabını iletiyordu.

İsmet İnönü tarafından 8 Haziran 1920’de iletilen telgrafta, “Fansızların Ereğli’yi 300 kadar askerle işgal ettiği” belirtildikten sonra “Fransızları Ereğli’den çıkarmak istiyoruz. Bunun için Mıntıkada ve Bolu havalisinde emr-i âlinizde bulunan kuvvetten tertip ve sevk edilecek münasip kuvvette bir müfreze ile icraata mübaşeret buyurulmasını rica ediyoruz” denilmektedir. Yine Genel Kurmay Başkanlığına vekalet eden İsmet İnönü, Adapazarı’nda bulunan Ali Fuat (Cebesoy) Paşa’ya da telgraf çekerek, ondan, Fransızların Ereğli’den çıkarılması için yapılmakta olan ve yapılması gereken önlemler hakkında bilgi istemiştir. Ali Fuat Paşa da 11.06.1920’de (aynı gün) yine telgrafla “Ereğli’nin Fransız işgalinden kurtarılması için alınan ve alınmasında fayda gördüğü tedbirleri maddeler halinde bildirmiştir”.

O günlerde Kastamonu Mıntıka Komutanı Albay Osman Bey de Devrek Milis Komutanı Muharrem Bey’e şu telgrafı göndermiştir: “SEVGİLİ GÜZEL EREĞLİMİZE, FRANSIZLAR MUNDAR ÇİZMELERİ İLE AYAK BASMIŞ, VATAN VE MİLLET SİZİN GİBİ YETİŞTİRDİĞİ EVLATLARINDAN HİZMET BEKLİYOR. ACELE KOŞMANIZ VE DERHAL TART EDİNİZ”. Bu emre uyan Devrekli Muharrem Bey de, Ereğli’nin kurtuluşunda önemli bir görev icra etmiştir. Yine aynı görevin icrasında İpsiz Recep’in de etkili olduğunu belirtmeliyiz.

Yine Ereğli’nin Fransız İşgalinden Kurtuluşunda en önemli kişi, Ereğli Kuva-yı Milliyesini örgütleyen emekli Yüzbaşı İzzet Dura Bey olmuştur.

Fransızlara karşı verilen mücadele ve taarruz, çok çetin geçti. Bu mücadelede Fransızlar bir çok ölü verdi. Buna rağmen Fransızlar Yenimahalle’yi ele geçirmek niyetindeydiler. Ve hatta Ereğli Kalesinden deniz kıyısına kadar olan alanı tel örgü içine almışlar ve Yenimahalle’de kısa süreli de olsa egemenlik sahibi olarak bayraklarını bile dikmişlerdi. Aynı işgal günlerinde, Ereğli’de yaşayan Rumlar da bu işgale destek veriyorlardı. Öyle ki Osmanlı taraftarı o günün Ereğli Kaymakamının da bu milli mücadeleye yeterince destek vermediği de belirtilmekteydi.

FRANSIZLAR NEDEN EREĞLİ VE ZONGULDAK’TAYDILAR: 1. Dünya Savaşında yenilen Osmanlı İmparatorluğunu parçalamak isteyen İtilaf Devletlerinden olan Fransa’nın, (aynı İngiltere örneğinde olduğu gibi) Anadolu’nun önemli gördükleri kentlerine sahip olma istekleri bulunmaktaydı.

Bölgemiz de yer altı kaynakları bakımından zengin bölge idi. Kömür rezevlerimiz büyük bir iştah arttırıyordu. Hatta Fransızlar, Zonguldak’ta 1892’de kurdukları “Ereğli Şirketi” adıyla kömür ticaretine yön veriyordu ve savaş sonrası Almanlara geçen kömür işletmeciliği sonrasında Fransız menfaatleri zarar görmeye başlamıştı. Belirttiğimiz gibi Fransızların derdi ve hesabı, bölgemizdeki kömür rezervlerini ellerinde tutmaktı. Dahası; Fransa, kömür ocaklarında asayişi korumak bahanesi ile 8 Mart 1919’da Zonguldak’ı işgal etmişti.

Bu niyetleri olan Fransızlar, 9 Haziran’da Keşiftepe ve Kestanelik sırtlarındaydılar. Memleket Hastanesi civarından saldırılara geçmişlerdi. Fakat Ereğli Kuva-yı Milliyesinden gerekli cevabı da almışlardı. Kaynaklar o gün, düşmanla süngülü muharebenin dahi yapıldığını belirtmektedirler. Yine düşman kuvvetleri aynı saldırılarını, 10 Haziran Perşembe sabahı da sürdürmüşlerdi. Fakat göğüs göğse süren savaşta, Fransızlar çok sayıda ölü vermişti. Bu defa Fransız donanmasının şehri ve limanı bombardımana maruz bıraktığı da belirtilmektedir. Bu savaşın içinde dikkat çeken en önemli husus da Fransız saflarında çok sayıda askerin (Cezayir-Tunus-Senegal gibi ülkelerin vatandaşlarından olan) Müslümanlar olduğudur. Öyle ki kaynaklarda bu Müslüman askerlerin kandırılarak ilçemize geldikleri ve bir çoğunun (savaş sırasında) Türk saflarına geçtikleri belirtilmektedir.

Ereğli’de Memleket (Devlet) Hastanesinin de bombardımana maruz kaldığı bu savaşlar sürerken, Hükümet yetkililerinin görevlerini daha rahat sürdürebilmeleri için VİRAN-ÖREN köyüne yerleşmeleri sağlanmıştır. Bu konuda 11 Haziran’da İsmet Bey ve Dahiliye Vekilinin, Ereğli Kaymakamına hitaben bir talimatı olmuştur. Talimatta özetle “Düşman Ereğli’yi harben ve cebren işgal etmekte olduğundan, hükümetinizin orada kalması katiyen caiz değildir. Hiç vakit kaybeden, muharebe deposu ile ve diğer gerekli araç gereçleri de alarak memurlarla beraber şehirden çekiliniz. Ereğli Kaymakamlığını şehrin iç kısımlarında yeniden tesis ediniz” denilmiştir.

 ***

TUNALI HİLMİ’DEN MUSTAFA KEMAL’E TELGRAF:
Fransızlara karşı zor durumda kalabilecekleri endişesini taşıyan ve o günlerde Ereğli’de bulunan Bolu Milletvekili Tunalı Hilmi Bey, Mustafa Kemal’e çektiği telgrafında: “Fransız donamasının BABABURNU önlerinde demirlediği ve eldeki 140 kişilik çete kuvveti ile Fransızlara karşı koymanın mümkün olmayacağını” belirterek yardım talebinde bulunuyordu. Mustafa Kemal de Tunalı Hilmi Bey’e hitaben “Ereğli’den Fransızların tardı için ciddi tedabire tevessüs edilmiş ve her taraftan Kuva-yı Milliye Bolu’ya çıkarılacaktır. O zamana kadar mahalli Kuva-yı Milliye ile mukavemet edin” yanıtını vermektedir.

Fakat takviye gücünü arttırmış bulunan Fransızlar, 11 Haziran’da tekrar saldırıya geçince Tunalı Hilmi Bey tekrar Mustafa Kemal’e hitaben şunları yazar: “Silah patladı, saat 12.45.. Erkanı Harbiyei Umumiye Riyasetine yazılmıştır. 11.06.1920”..

Bu defa Genel Kurmay Başkanı İsmet İnönü, Ereğli Kuva-yı Milliye Komutanı İzzet Dura’ya hitaben “Efradınızı derhal toplayarak Ereğli’yi işgal eden Fransızlara karşı cephe teşkil ediniz. Mukavemet ve müdafaa ediniz. Ereğli’ye her tarafa kuva-yı kafiye sevk edilecektir”..

İşte tam da o günlerde Ereğli’ye yoğun bir yardım ulaşmaktaydı. Bu durumu fark eden Fransız kuvvetleri 17 Haziran 1920’de Ereğli’den çekilmek için hazırlıklara başlamışlardı. 18 Haziran Cuma günü ilçemize sevk edilmiş olan kuvvetler (Yüzbaşı Cevat Beyin Kuvay- Milliyesi, İpsiz Recep ve Devrekli Muharrem örgütleri ve diğerleri) Ereğli’ye geldiğinde, zaten Fransızlar kenti tahliye etmeye başlamışlardı. Öyle ki İzzet Bey emrindeki Ereğli Kuva-yı Milliyesi taarruz için son hazırlıklarını yapmak üzere SULTAN ORHAN CAMİİ’nde toplanmaktaydı ve düşünce, sabah ezanıyla birlikte düşmana hücum yapmaktı.

Orhan Gazi döneminde TÜRK-İSLAM toprağı yapılan EREĞLİ’nin; yine TÜRK ve İSLAM toprağı kalması için Orhan Gazi döneminin yadigarı olan SULTAN ORHAN CAMİİ’nde dua ediliyor olması da mânidardı..

***

Yüzbaşı Cevat Rıfat Bey’in mızraklı atlıları Keşiftepe yamaçlarında, diğer kuvvetlerimiz de Bababurnu ve Kemer üzerindeydi. Fransızların bu durum karşısında ilçeyi terk etmekten başka bir çareleri yoktu ve de öyle oldu.

Ramazan Bayramı sabahı EREĞLİ adeta iki bayramı bir arada yapıyordu. Yine düşmanın Ereğli’den tahliye edilişi de aynı gün Mustafa Kemal’e telgrafla bildiriliyordu.

****

TUNALI HİMİ TBMM’DE KONUŞTU:
Tunalı Hilmi (1920-Eylül ayı-72. toplantıda) şu konuşmayı yapmıştır: “Fransızlar Ereğli’yi işgale teşebbüs ettiler. Oraya vardığımın ertesi günü bir takım hilelerle karaya çıktılar. Dördüncü günü 70 kadar kahraman Kuva-yı Milliyeci bunların 300 kadar siperler içinde bulunan kuvvetleri üzerine ateş açtılar. Ve kendilerine 36 neferle (Halil Ağa’nın ilk kurşunu ile) bir subay maktul verdirdiler... Arkadaşlar! Buradaki hastanede gördüğümüz manzara karşısında Gladiston’un bir sözünü hatırladım. Mel’un diyor ki “Türkleri karşısında görünce insan yaratıldığına utanıyorum”. Fransızların böyle yaptıklarını görüp de insan yaratıldığıma ben de utanıyorum. Sonra, liman fenerlerini söndürmüşler geceleri yakmıyorlardı. Hastanede ne kadar ilaç şisesi vesaire kudurgan ayaklar altında çiğnenmişti. Hastanenin iki odasından ikisini de tamamen bizim askerlerimiz üzerine mitralyöz sıkmak için kullanmışlardır.  Ve oradaki mitralyozlardan kalmış binlerce fişek kovanı bulunuyordu. Tarih kaydetsin. Bu saldırıda Fransızlar bir çok ölü vermelerine rağmen sökülüp atılamadılar. Makineli tüfeklerle Yenimahalle’yi sürekli olarak taradılar. İşgal bölgesi olarak, Ereğli Kalesinden deniz kıyınsa kadar tel örgü çekerek Yenimahalle’ye egemen oldular. Ve Fransız bayrağını çektiler”.

****

EREĞLİ “8-18 Haziran 1920” arasındaki, on gün içinde düşman işgalinden böylelikle kendini kurtaran “GAZİ EREĞLİ” olarak tarihteki yerini almıştı. Fakat bu GAZİ ilçe olma yolunda yine en önemli etken Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal’in EREĞLİ’ye sağladığı katkılar unutulmamalıdır. Çünkü Ereğli’nin işgal edildiği ilk günden beri, savaşın her safhasından haberi bulunmakta ve verdiği direktiflerle savaşa yön ve yardım sağlamaktaydı.

***

Sonuç olarak; başta Gazi Mustafa Kemal’e, Tunalı Hilmi’ye, İzzet Dura komutanlığındaki Ereği Kuva-yı Milliyesine, halkımıza savaş direncini aşılayan Nimet Hoca ve Raşit Akman’a, İhsan Çavuş ve adlarını uzun uzun belirtemediğimiz Ereğlili ve diğer kentlerden destek için Ereğli’ye gelen vatanseverlere, şükran borcumuzu bu vesileyle tekraren sunuyoruz. Allah onlardan razı olsun.

DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTULUŞUMUZUN 96. YILI KUTLU OLSUN..

Kaynakça: 1- Kurtuluş Savaşında Batı Karadeniz: Can Canver 2- Kurtuluş Savaşında Kdz Ereğlisi: Tahsin Aygün 3-Milli Mücadelede Zonguldak Sancağı: Prof Dr Ali Sarıkoyuncu 4-Ereğli’nin Düşman İşgalinden Kurtarılmasında Atatürk’ün Rolü: Prof Dr Ali Sarıkoyuncu..


16.6.2016 11:40:06

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MAZHAR PAŞA VE EREĞLİ’DE OSMANLI ÇİLEĞİ

  Yazar Sermed Muhtar Alus, 22 Mayıs 1946 tarihli Akşam Gazetesinde ÇİLEK başlığı altında şunları yazar: “Çilek hala ortalıkta kıt. Boğaziçi çilekleri, Frenk çilekleri (çilek rengi) tabirinin çıkışı. Karadeniz Ereğlisi çilekleri… Çileğe dair birkaç fıkra.. Tarihe göre ÇİLEK..”         “…Öteden beri, meyvaların kibarıdır. İstanbul’un Boğaziçi topraklarında yetişenler dünya yüzünde rastlananların en nefisi, en aliyyülâlâsıdır. Vaktiyle derlerdi ki;”         “Arnavutköyü’nünki elde bir deste güldür velakin Çengelköyü, Beylerbeyi, Anadoluhisarı tepelerinin, Kuruçeşme-Emirgan-İstinye-Büyükdere sırtlarının hatta Beşiktaş’taki Hacı Hüseyin bağı ile Ihlamur bayırlarınınkini de yabana atmayalım; berikilerden aşağı değildir.”         “Bunlara  OSMANLI ÇİLEĞİ  veya Yerli Çilek adı verilirdi. Açık pembe renkli, harikulade kokulu, orta kıtada gayet de lezizdirler. Mayıs’ın haftasın...

EREĞLİ’DE (16.YY) OSMANLI DÖNEMİ ESERLERİ

  Kenan Ziya Taş’ın “16.YY’DA BOLU SANCAĞI”nı konu edinen tez çalışmasının 184.sayfasında, 1500’LÜ YILLARDA EREĞLİ VE CİVARINDA BULUNAN BAZI TARİHİ ESERLERİ SIRALAR. 1-*Ereğli Cami-i Şerifi: Nefs-i Ereğli’dedir(içinde). Vakıfları arasında 1676 akça nakit para ile bir çok çiftlik ve tarla bulunmaktadır. (Kaynak: KK TD 547, v 208a-209b.) ORJİNAL BELGEDEKİ İFADE:  KK. TD. 547 v 208-209: Karye-i Ereğli''de Halil ve Yazıcı oğlu Durmuş''un tuttuğu çiftlik ve Kethüda İlyas''ın tuttuğu çiftlik vakfiyet üzere mutasarrıf ola gelmiş Ereğli Camii hatip ve imam olanlara meşruttur deyu mukayyettir defter-i atik-i haliya Hatip Osman ve İmam Mehmed olduğu. 2-*Kilise Camii: Bendereğli Nahiyesindedir. Müezzinine yevmi üç akça vazife verilmiştir. (Kaynak: KK TD 547, v 214a.) İlginç ve de önemli olan ise, Osmanlı Arşiv Belgelerindeki SULTAN SÜLEYMAN CAMİİ adı, günümüzde yaşamamaktadır. Bu Caminin, bugün bulunduğu yerdeki adı ÇELİKEL CAMİSİ olduğu belirtilmektedir.. Aslen Ereğli’miz...

KDZ EREĞLİ ŞEHİT VE GAZİLERİMİZ

  ŞEHİTLERİMİZ: Şehitlerimizin adı,rütbesi, şehit düştüğü yer ve tarihi, mezarının bulunduğu yer, ailesinin adresi aşağıdadır: *HÜSEYİN BIRAK -J.Er -Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı13/07/1993- Balı Köyü- * Halis ÇINAR-Komiser- Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı-13/07/1993- Kemer Mezarlığı- Gülüç * Asım ÇÖMETEN-P.Er- Kulp İlçesi-12/04/1994- Işıklı Köyü- Işıklı Köyü * Murat DEMİR-J.Uzm. Onbaşı- Bingöl İli Genç İlçesi-25/04/1994- Konuralp Şehitliği- Gülüç * Kudret ÖZCAN-Shh. Er.- Kars – Kağızman-14/07/1994- Şehir Mezarlığı-Kepez Mah. * Pürhan ÖZBAKIR-P.Er.- Şehir Mezarlığı-Akarca Mah. * Metin KÖKSAL-J.Astğm.- Tunceli-07/05/1996-Trabzon-Bağlık Mah. * Engin ÖZCAN-P.Er.- Hakkari ili Oltuca İlçesi Kızıltepe Mevkii-24/08/1996- Hacıosmanlar Köyü * Cafer HIRÇIN-P.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Alacabük Köyü * Ömer İNCE-J.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Armutcuk Belediye Mezarlığı-Kandilli * Kenan YILDIZHAN-J.Er- Şırnak – BeytüşşebapKontik Tepe-16/10/2000- Aydın Köyü Kabakoz Mahallesi ...