Ana içeriğe atla

CUMHURBAŞKANI DENKTAŞ: “OLABİLİR” DEDİ…

 KARA PAPAZ MAKARİOS’UN İNTİKAMI adlı kitabımızı hazırlarken (Kıbrıs Cumhurbaşkanı Danışmanlarından olan) Sayın Prof Dr Ata ATUN ile bir telefon görüşmemizde, “Recep Bey kesinlikle bu konuda Sayın DENKTAŞ ile konuş” demişti.

Biz de bir bilgi alışverişi ve “geçmiş olsun” ziyaretinde bulunmak üzere, (ısrarlı talebimiz sonrasında randevumuzu alıp) Ormanlı Belediye Başkanı Yaşar SEVER ile beraber, 17.08.2011 günü 18:00’de olan randevumuz için, Ereğli-Ormanlı’dan kalkıp, Ankara-Bilkent’te bulunan TSK REHABİLİTASYON MERKEZİNDE hasta olarak yatmakta olan KKTC’nin efsane lideri-kurucu devlet başkanı ve 1. Cumhurbaşkanı Sayın Rauf DENKTAŞ’a “geçmiş olsun ziyaretine” gittik.

Randevumuz “özellikle istirhamlarımız ve ısrarımız neticesinde” verilmişti.  Saat 18:20 gibi yatmakta olduğu odasına alınmamızdan önce Koruma Müdürü Mustafa Bey, “ziyaretimizin kısa tutulmasını” talep etmişti. Odaya alındığımızda; Sayın Cumhurbaşkanının ve kızı olduğunu öğrendiğimiz hanımefendinin tebessümü ve ‘hoş geldiniz’i ile karşılandık. Fakat, Kıbrıs’ta dosta güven veren, düşmana korku salan Sayın DENKTAŞ, “içinde bulunduğu rahatsızlık durumuna yönelik olarak, ne yapalım takdir-i ilahi böyle” derken üzülmüştük.

Sayın Denktaş’ın bir sözü vardır ki o aklımıza geldi: 
 “Kaybetme, kaybedersen kaybolursun”…

 “Efendim, Ata ATUN Beyin, size selamı ve geçmiş olsun dilekleri var” deyince, tebessümle selamı aldı…

Konuşmamıza, birkaç ay önce “e mail” kanalıyla kendisine iletmiş olduğumuz ve bilgi talebimiz olan “Makarios’un Ereğli’den 1923 Mübadelesiyle ayrılan Rumlardan biri olup olmadığı” konusu hakkında bilgisinin bulunup bulunmadığını sorduğumuzda, daha Makarıos bile demeden yüzünün renginin değiştiğini fark ettik.

“Adeta, yine mi Makarios, çok çektik ondan” der gibi canı sıkılmıştı. Belli ki üzmüştük.. (Hatta, beddua etmişti..!!)

“Makarios’un Ereğli’den Mübadele zorunluluğu ile ayrılan Rumlardan biri olduğuna yönelik, ilçemizde-beldemizde uzun yıllar konuşulan, dilden dile aktarıldığı halde, kayıt ve kaynak altına alacak herhangi bir vatandaşımızın çıkmadığından olsa gerek, bu durumun iyice duyulmamış olduğundan” bahseden açıklamalarda bulunduk...

 

        ***

 “Efendim, sizin bu konu hakkında bilginiz var mı” diye sorduk..

 DENKTAŞ: “Kayseri’den de gittiğine yönelik doğru olmayan bilgiler yayıldığını” belirtti.

Biz “Ereğli’den giden Rumlar üzerinde yaptığımız araştırmalarda, böyle bir kanıya vardığımızı tekrarladığımızda” bize, sadece:

-“OLABİLİR” yanıtını verdi…

Kesin çizgilerle “olmaz, doğru değildir” şeklinde ifadeler kullanmadı… “O zaman bu araştırmalarımızı sürdürelim mi efendim” dediğimizde, mimikleri ile “araştırın” demek istedi.

(Öyle ki Sayın DENKTAŞ (d-1924) da MAKARİOS da (d-1913) biyografi çalışmalarında Kıbrıs-BAF doğumlu olarak belirtilmektedir.. Yani Baf’ta doğdukları belirtilen bu iki kişiden biri olan DENKTAŞ’ın, Makarios hakkında yukarıdaki beyanları manidardır).

Bu kısa konuşma ve diyalogumuz esnasında, Koruma Müdürü Mustafa Bey “daha fazla yormayın” der gibi jest-mimik hareketleri yapınca,  ziyaretimizi geçmiş olsun dilekleri sonlandırdık. Kızına, ORMANLI adındaki kitabımızı ve Makarios üzerine hazırlamış olduğumuz araştırma metinlerimizi verdik… Dışarı çıktığımızda, “hatıra defterimizi de imzalarsanız memnun oluruz” talebini kıramadık, birkaç cümle yazdık.

TARİH DOĞA DERNEĞİ BAŞKANI: “ANLI ŞANLI MAKARİOS” DEDİ

Ereğli’nin Türk İslam tarihine geçişte Orhan Gazi ve eserlerini yok sayan ve Kestaneci Mahallemizden olan UZUN MEHMET için ‘efsane-masal’ diyen Ereğli Tarih Doğa Derneği Başkanı Gürdal Özçakır, bir habere konu olan ifadelerinde (10.05.2014) “..BİR TANESİ, ANLI ŞANLI MAKARIOS''U, KARAKAVUZ KÖYÜNDEN HEMŞERİMİZ YAPMAYA ÇALIŞIR, BİR TANE BELGE KOYAMADAN 3-4 YAŞLININ HİKAYELERİNDEN KİTAP BİLE BASAR” diyordu. Şahsımızın araştırmalarını itibarsızlaştırmaya çalışırken, Kıbrıs’ta Türklerin katline neden olan Makarios için “ANLI ŞANLI” ifadelerini bile kaleme alıyordu.

Evet Sayın Özçakır’ın bahsettiği o birkaç yaşlıdan biri RAUF DENKTAŞ idi ve röportajımızdan kısa bir süre sonra da vefat etmişti. Bir diğer yaşlı dediği kişi de (Kıbrıs Harekatı dönemini de içine alan uzun yıllar Ereğli Belediye Başkanlığı yapan) RUHİ CÖBEKOĞLU idi. Ki Sayın Cöbekoğlu’nun röportajını bu köşede daha önce yayınlamış idik. Diğer bir yaşlı da sık sık adından bahsettiği (şehit oğlu-101 yaşında iken birkaç gün önce vefat eden ŞABAN KALMAZ idi.. KALMAZ’ın dünyada kalan en özel hikayesi, askerde bulunduğu zaman diliminde iken, 1938’de  vefat eden Mustafa Kemal ATATÜRK’ün tabutunu taşıyan askerlerden biri olması idi. Bu vesileyle rahmetli  Denktaş’a ve rahmetli Kalmaz’a Allah’tan rahmet dilerim.



11.5.2016 12:18:00

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KDZ EREĞLİ ŞEHİT VE GAZİLERİMİZ

  ŞEHİTLERİMİZ: Şehitlerimizin adı,rütbesi, şehit düştüğü yer ve tarihi, mezarının bulunduğu yer, ailesinin adresi aşağıdadır: *HÜSEYİN BIRAK -J.Er -Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı13/07/1993- Balı Köyü- * Halis ÇINAR-Komiser- Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı-13/07/1993- Kemer Mezarlığı- Gülüç * Asım ÇÖMETEN-P.Er- Kulp İlçesi-12/04/1994- Işıklı Köyü- Işıklı Köyü * Murat DEMİR-J.Uzm. Onbaşı- Bingöl İli Genç İlçesi-25/04/1994- Konuralp Şehitliği- Gülüç * Kudret ÖZCAN-Shh. Er.- Kars – Kağızman-14/07/1994- Şehir Mezarlığı-Kepez Mah. * Pürhan ÖZBAKIR-P.Er.- Şehir Mezarlığı-Akarca Mah. * Metin KÖKSAL-J.Astğm.- Tunceli-07/05/1996-Trabzon-Bağlık Mah. * Engin ÖZCAN-P.Er.- Hakkari ili Oltuca İlçesi Kızıltepe Mevkii-24/08/1996- Hacıosmanlar Köyü * Cafer HIRÇIN-P.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Alacabük Köyü * Ömer İNCE-J.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Armutcuk Belediye Mezarlığı-Kandilli * Kenan YILDIZHAN-J.Er- Şırnak – BeytüşşebapKontik Tepe-16/10/2000- Aydın Köyü Kabakoz Mahallesi ...

İSTANBUL VE EREĞLİ’DE YEDİ TEPE

  İstanbul’da olduğu gibi Ereğli’de de yedi tepe olduğu belirtilir. İstanbul’daki tepelerin adı şunlardır: Topkapı Sarayı Tepesi - Çemberlitaş Tepesi - Beyazıt Tepesi - Fatih Tepesi -Yavuz Selim Tepesi - Edirne Kapı Tepesi - Koca Mustafa Paşa Tepesi… Ereğli’deki tepe adları şunlardır: Kuzeybatıda (Çeş)Keştepe (Keşif Tepesi) ve Maltepe, kuzeyde Kaletepe (Heraklea Tepesi), kuzeydoğuda Örencik ve Hacı Hasan Tepesi, doğuda Göztepe (Gözetleme Tepesi) ve Elma Tepe olmak üzere yedi tepeyle çevrilidir. Ereğli halkı dilinde bu tepelerin adı şu isimlerle zikredilir: Aktaş Tepe-Göz Tepe-Kale Tepe-Keş Tepe-Elma Tepe-Doruk Tepe-Gök Tepe.. *** Ereğli’de bulunduğu belirtilen bu yedi tepenin adeta İstanbul’u andırdığı belirtilir. Hatta kaynaklardaki ifadelere göre; Fatih Sultan Mehmet döneminde (İstanbul’un fethine hazırlık için) inşa edilen Rumeli Hisarı için, Ereğli kasabasından taş ve kireç sevk edilmiş olduğu da belirtilir.   Yazar İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın eserinde “İstanbul’a kereste...

OSMANOĞULLARI KURULUŞ VE EREĞLİ

  Ahmet Refik’in b u kitabında yazar, 14. asrın ilk yarısındaki Anadolu’daki durumu, Selçuk oğullarının ve Bizans İmparatorluğunun mücadelelerini anlatmaya çalışır. Kitabın 11. Sayfasında: “O tarihlerde İmparatorluğun Karadeniz tarafındaki hududu Sakarya’ya varıyordu. Oradan ötesini, Kastamonu taraflarını Candar oğulları – Sinop’u Pervane oğulları idare ediyorlardı. Amasra ile EREĞLİ, imparatorluk idaresinde idi. Fakat Bizans memurları ile askerleri oralara ancak Karadeniz’den gemi ile gidebilirlerdi. Karayolları kamilen Türklerin elinde idi. Bizans’ın serhat nöbetçileri Sakarya sahillerini beklerlerdi. Sahil boyunca kulelerle ahşap barakalar yapılmıştı. Bu durumla beraber, Türkler Bizans arazisine hücum için gene yol bulurlardı. Hatta imparator Mihael Paleologos bu felakete nihayet vermek için Anadolu’ya geçmiş, fakat Türklere karşı bir şeye muvaffak olamamıştı”. Yazar Ahmet Refik, aynı kitabının 67. Sayfasında Orhan Bey ile Kantakuzinos arasındaki ilişkilere değinilmiş. Şu ifa...