Ana içeriğe atla

ŞEHİT RECEP KAHYA HAKKINDA ÖNEMLİ BELGELER

 Alemdar Gemisinde şehit olan RECEP KAHYA hakkında daha önce yazdığımız dört yazıdan sonra beşinci yazımızda çok önemli belgeler paylaşacağız:

ŞEHİT RECEP VE KAHYALIĞI:
Daha önce şehit Recep’in torunu Şemsettin Er ağabeye “Dedeniz Şehit Recep’e neden ‘kahya’ deniştir” şeklindeki soruya şu cevabı almıştık: “Tam olarak biz de bilmiyoruz ama dedemiz o savaş yıllarında İstanbul-Kasımpaşa’da bulunuyor imiş. Zaten Alemdar Gemisini de İstanbul’dan kaçırmışlar. O yıllarda Kasımpaşa’dan Eyüp-Eminönü-Balat gibi istikametlere kayıklarla yolculuk yapılıyor imiş. Tahmini düşüncemize göre dedemiz Recep, o yıllarda, kayık durağında kahyalık yapmış olmalıdır. Yani durak-park yerinde düzeni sağlayan kişi (kahya) olarak çalışmış olmalıdır”. Fakat başka bir araştırmacı hocamızın şu ifadesini de ekleyebiliriz: “İstanbul''da Recep Kahya var. Hem de Mavnacılar ve Salapuryacılar Cemiyeti Başkanıdır. Ama bu Recep Kahya ile Recep Reis''in ilgi ve alakası yok”.

 

Bize birkaç soru soran hocamızın o konuyla ilgili soruları şöyleydi:  1-Madem öyle; Alemdar’ın Lostromosu Recep Reis’in Rize’nin Pekmezci köyünden olduğunu, verilen şehit maaşını ailesinin aldığını, adının da Recep Kahya olduğunu, gemideki görevinin ne olduğunu resmi belgelerle ispatlayınız..… 2-Alemdar ile ilgili yazın Milli Savunma Bakanlığı’na, Genel Kurmay’a ve ATESE’ye… Bu kurumlardan gelecek cevap bu konuda sizi haklı çıkarsın; ben Nihat Yasa olarak özür dileyeceğim… O kadar iddialıyım…”

Şehit maaşı konusunda “her şehit yetimine yılda bir defa verilen, Recep eşi Asiye İpek’e de verilen Tütün İkramiyesi hakkındaki birkaç belgeyi burada da paylaşacağız. Bu belgeleri yayınlamak ile amacımız insanların bizden özür dilemesi değil, ilçemizin tarihine katkıda bulunmaktır.

Belgelere geçmeden önce, Recep Kahya iddiaları sonrasında Milli Savunma Bakanlığı Arşiv Müdürlüğüne yönelik olarak yazdığımız yazı ve şahsımıza iletilen cevap yazısını şöylece paylaşalım:

MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI’NA YAZDIĞIMIZ DİLEKÇE
ŞEHİT RECEP KAHYA’NIN kimliği üzerinde çeşitli iddialar ortaya atılınca, konu hakkında bilgi almak için; 27.01.2015 tarihinde ANKARA’da bulunan MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI-Arşiv Müdürlüğü Dikkatine sunduğumuz dilekçemizde bulunan ifadeler aşağıda paylaşılmıştır:

“İstiklal Savaşı içinde iken İstanbul’dan Trabzon’a yardım götürmek üzere yola çıkan ALEMDAR VAPURU (GEMİSİ) Zonguldak-Ereğli’ye ulaşmış ve Fransızlarla çatışmaya girmiştir.” . “Kitaplara kaynaklara konu olan bu hadise; Hicri-23.01.1921 ile 27.01.1921 günleri arasında yaşanmıştır. Şehit verildiği gün ise Hicri 27.01.1921 Miladi 09.02.1921’dir.. Ve bu hadise “Alemdar Olayı” adıyla tarihe geçmiştir.”

“Ereğli’de Fransızlarla çatışmaya giren bu gemide (kaynaklara göre) Rizeli RECEP KAHYA adı ile belirtilen bir vatandaşımızın şehit düştüğü ve Ereğli’de gömüldüğü belirtilir. Fakat günümüzde bu şehidimizin “mezar yerinin kaybolduğu” gazete haberlerine konu olmaktadır. Hatta uzun yıllardır Rizeli olduğu belirtilen bu Recep Kahya’nın (Recep Reis) Rizeli olmadığı iddiaları da ortaya atılmıştır.”

“En son Zonguldak’ta yayın yapan Halkın Sesi adlı gazetenin haberine göre, bu şehidin Rizeli olmadığı, Giresun-Tirebolulu olduğu çeşitli kaynaklar ortaya konarak belirtilmiştir. Hatta aynı iddia çerçevesinde (yine ortaya kaynaklar koyarak) yıllardır ‘Kurtuluş Savaşı’nın ilk ve tek deniz şehidi olarak belirtilen Recep Kahya(Reis) dışında birkaç şehidin daha olduğu da belirtilmektedir..”

Arşiv Müdürlüğünüzden talebimiz ise;

Alemdar Olayında kaç şehit vardır ve bunların kimlikleri belirli midir?

Şehit Recep, Rizeli midir yoksa başka bir vilayetli midir?

Şehit Recep’in kimlik ve aile bilgileri tam olarak tespit edilmiş midir?

Gemideki görevi Serdümen mi, Sivil LOSTROMO mudur?

Şehit Recep’in yetimi olduğu belirtilerek, (kurumunuzdan ilgili araştırmanın yapılmasının istenmesi gibi), maaş başvurularının olup olmadığı yönünde bir bilgi talebi bulunmakta mıdır?

Şehit Recep’in mezar yeri hakkında başkaca bilgi-belge bulunmakta mıdır?

*Bakanlığınızın eseri olan ŞEHİTLERİMİZ adlı çalışmada belirtilen şu bilgileri de iletmeliyim. 5.ciltin 276-277.sayfalarında (12.sırada) şu bilgiler bulunmaktadır. SIRA NO:1500 - İSTİKLAL SAVAŞI- D-Birlik bilgileri belirtilmemiş-Adı RECEP REİS-Baba adı belirtilmemiş-Sınıf ve Rütbe bilgileri belirtilmemiş-Ölüm tarihi 27.01.1921-Ölüm Yeri ALEMDAR(I) GEMİSİ.. Özel Birlik Bilgilerinde ise SİVİL LOSTROMO şeklinde bilgiler paylaşılmıştır.”

“Konuyla ilgili olarak bilgi talebimizi ve gereğini arz ederim. RECEP ÇETİN-Araştırmacı-Yazar” 27.01.2015

MİLLİ SAVUNMA BAKNALIĞI’NDAN ŞAHSIMIZA VERİLEN CEVAP:
04.02.2015 tarihli “Recep Çetin’in müracaatı” konulu yazıda:
“Recep Kahya hakkındaki müracaatınız incelenmiştir. Arşiv Müdürlüğündeki kayıtlarda askerlik yükümlülüğü altında iken çeşitli sebeplerle vefat edenlerin veya şehit olanların defnedildiği yerler (mezar yerleri) hakkında bilgi bulunmamaktadır. Söz konusu şahıs hakkında arşiv kayıtlarında yapılan inceleme ve araştırma soncunda ilgi (b) ile gönderilen bilgiler dışında başka bir kaydına ulaşılamamıştır.

Yine MSB Arşiv Müdürlüğünce şahsıma iletilen ilgili belgelerde Rize ve Ereğli Askerlik Şubesi Başkanlıklarının da yazılarından bahsedilmektedir. Ve “Söz konusu şahıs hakkında, Arşiv Müdürlüğünde mevcut şubeniz başkanlığı ve Çayeli Askerlik Şubesi Başkanlığı’nın 1873 doğumlularını kapsayan defterleri, İstiklal Savaşına ait Zayiat Kayıt Cetvelleri ve Maaş (Tütün İkramiye) dosyalarında yapılan inceleme ve araştırma sonucunda eşine ait maaş dosyasındaki belgelerin onaylı suretleri EK-A’da gönderilmiştir. 03.02.2015” ifadeleri de bulunmaktadır.

Bu belgeleri “Ereğli insanında oluşabilecek soru işaretlerini önlemesi” niyetiyle okuyucularımızla ilk defa burada paylaşıyorum.



5.2.2016 11:19:54



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KDZ EREĞLİ ŞEHİT VE GAZİLERİMİZ

  ŞEHİTLERİMİZ: Şehitlerimizin adı,rütbesi, şehit düştüğü yer ve tarihi, mezarının bulunduğu yer, ailesinin adresi aşağıdadır: *HÜSEYİN BIRAK -J.Er -Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı13/07/1993- Balı Köyü- * Halis ÇINAR-Komiser- Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı-13/07/1993- Kemer Mezarlığı- Gülüç * Asım ÇÖMETEN-P.Er- Kulp İlçesi-12/04/1994- Işıklı Köyü- Işıklı Köyü * Murat DEMİR-J.Uzm. Onbaşı- Bingöl İli Genç İlçesi-25/04/1994- Konuralp Şehitliği- Gülüç * Kudret ÖZCAN-Shh. Er.- Kars – Kağızman-14/07/1994- Şehir Mezarlığı-Kepez Mah. * Pürhan ÖZBAKIR-P.Er.- Şehir Mezarlığı-Akarca Mah. * Metin KÖKSAL-J.Astğm.- Tunceli-07/05/1996-Trabzon-Bağlık Mah. * Engin ÖZCAN-P.Er.- Hakkari ili Oltuca İlçesi Kızıltepe Mevkii-24/08/1996- Hacıosmanlar Köyü * Cafer HIRÇIN-P.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Alacabük Köyü * Ömer İNCE-J.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Armutcuk Belediye Mezarlığı-Kandilli * Kenan YILDIZHAN-J.Er- Şırnak – BeytüşşebapKontik Tepe-16/10/2000- Aydın Köyü Kabakoz Mahallesi ...

İSTANBUL VE EREĞLİ’DE YEDİ TEPE

  İstanbul’da olduğu gibi Ereğli’de de yedi tepe olduğu belirtilir. İstanbul’daki tepelerin adı şunlardır: Topkapı Sarayı Tepesi - Çemberlitaş Tepesi - Beyazıt Tepesi - Fatih Tepesi -Yavuz Selim Tepesi - Edirne Kapı Tepesi - Koca Mustafa Paşa Tepesi… Ereğli’deki tepe adları şunlardır: Kuzeybatıda (Çeş)Keştepe (Keşif Tepesi) ve Maltepe, kuzeyde Kaletepe (Heraklea Tepesi), kuzeydoğuda Örencik ve Hacı Hasan Tepesi, doğuda Göztepe (Gözetleme Tepesi) ve Elma Tepe olmak üzere yedi tepeyle çevrilidir. Ereğli halkı dilinde bu tepelerin adı şu isimlerle zikredilir: Aktaş Tepe-Göz Tepe-Kale Tepe-Keş Tepe-Elma Tepe-Doruk Tepe-Gök Tepe.. *** Ereğli’de bulunduğu belirtilen bu yedi tepenin adeta İstanbul’u andırdığı belirtilir. Hatta kaynaklardaki ifadelere göre; Fatih Sultan Mehmet döneminde (İstanbul’un fethine hazırlık için) inşa edilen Rumeli Hisarı için, Ereğli kasabasından taş ve kireç sevk edilmiş olduğu da belirtilir.   Yazar İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın eserinde “İstanbul’a kereste...

OSMANOĞULLARI KURULUŞ VE EREĞLİ

  Ahmet Refik’in b u kitabında yazar, 14. asrın ilk yarısındaki Anadolu’daki durumu, Selçuk oğullarının ve Bizans İmparatorluğunun mücadelelerini anlatmaya çalışır. Kitabın 11. Sayfasında: “O tarihlerde İmparatorluğun Karadeniz tarafındaki hududu Sakarya’ya varıyordu. Oradan ötesini, Kastamonu taraflarını Candar oğulları – Sinop’u Pervane oğulları idare ediyorlardı. Amasra ile EREĞLİ, imparatorluk idaresinde idi. Fakat Bizans memurları ile askerleri oralara ancak Karadeniz’den gemi ile gidebilirlerdi. Karayolları kamilen Türklerin elinde idi. Bizans’ın serhat nöbetçileri Sakarya sahillerini beklerlerdi. Sahil boyunca kulelerle ahşap barakalar yapılmıştı. Bu durumla beraber, Türkler Bizans arazisine hücum için gene yol bulurlardı. Hatta imparator Mihael Paleologos bu felakete nihayet vermek için Anadolu’ya geçmiş, fakat Türklere karşı bir şeye muvaffak olamamıştı”. Yazar Ahmet Refik, aynı kitabının 67. Sayfasında Orhan Bey ile Kantakuzinos arasındaki ilişkilere değinilmiş. Şu ifa...