Ana içeriğe atla

MISIR İÇİN NİL NE İSE, EREĞLİ İÇİN GÜLÜÇ ODUR”

 Yazımızın başlığını, aşağıda da iktibas ettiğimiz 1932 tarihli Akşam Gazetesi haberinden aldık.

Bu yazımızdaki konumuz, Ereğli’yi, Alaplı-İstanbul istikametine bağlayan Gülüç, Gülüç Nehri ve Köprüdür. İki karanın birbirine bağlandığı bölgede Potbaşı Mevkisi bulunur ki köprünün olmadığı yıllarda insanlar bu yakadan karşı yakaya botlar ile geçer imiş. Hatta bota binilen bölgeye, bu nedenle POTBAŞI adı verilmiş olduğu da belirtilmektedir.

Şimdi daha önce de yayınladığımız bir Osmanlı Arşiv Belgesini, konudaki önemi nedeniyle tekrar paylaşacağız. Belgenin önemi, Ereğli’de SULTAN ORHAN döneminde yapıldığı belirtilen köprüden gelmektedir. Yani biz “Ereğli Orhan Gazi döneminde Türk ve İslam bölgesi oldu” dediğimizde bize bir İspanyol gezgin’in 1404’teki gezi notuna dayanarak “Ereğli, Bayezid döneminde Bizans İmparatorundan para ile satın alınmıştır” denilmektedir. İşte biz de “o zaman, Orhan Gazi dönemine ait olduğu Arşiv kayıtları ile sabit olan, Ereğli ve Alaplı bölgesinde bulunan çok sayıdaki eser ne olacak” sorusunu sormaktan başka bir şey diyemiyoruz. O eserlerden biri aşağıdaki belgeden de anlaşılacağı üzere, Ereğli-Gülüç’tedir.

***

GÜLÜÇ’TE, DOLAP SUYU ÜZERİNDE “SULTAN ORHAN’IN BİNA VE İNŞA ETTİĞİ KÖPRÜ”

Bölücek’te olduğunu tespit ettiğimiz ilgili köprünün bizzat Sultan Orhan tarafından bina ve inşa edildiği hakkındaki bilgiyi, 1800’lü yıllarda yazılmış olan aşağıdaki belgede (mektup) görebilmekteyiz:

GÜLÜÇ ADININ BELGEDEKİ YAZILIŞI

          ----    ---   ---    -----       -----   -------  -----     -----     -----

Devletlü Efendim Hazretleri

Bolu Sancağı''na mülhak Ereğli kazasıyla Samako Kazasına tabi (Gülüç) Küpliç Karyesinde kain Dolap Suyu üzerinde cennet-mekan firdevs aşiyan Sultan Orhan Han Hazretlerinin bina ve inşa eyledikleri köprünün vakfından bir tarafı (Gülüç) Nehri ve bir tarafı Değirmen ağzı ve bir tarafı Göktepe Karyesinin Karkucak pınarı ve bir tarafı Başşi köyü civarında dere hududlarıyla sehven Tabaklar karyesi hududlarıyla mahdud olan mahallin dahilinde Kayıkhane başında vâki‘ İstanbul kilesi on beş kile ekilir çayırı mütevelli-i vakf ile yirmi sekiz nefer adamlar âbâ ve ecdadımız öteden beri zabt ve ziraat ederek köprü-yı mezkurun iktiza eden tamir ve termimiyle hasbe''l-icab müceddeden inşası cümlemiz tarafından rü’yet ve hüsn-i tesviye olunmakda ve canib-i miriden başka bir habbe mutalebe kılınmamış iken mütevelli-i merkûm çayır-ı mezkuru vakıf değildir benim malımdır diyerek bir seneden beri müdahale etmekde olması yirmi sekiz nefer evlad-ı vâkıf gadr ve vakf-ı müşarunileyhe hasar ve köprü-yi mezbûrun harab ve muattal olmasına mucib olacağı rehîn-i ilm-i sâmîleri buyruldukda merahim-i aliyye-i nezaret-penahilerinden mercûdur ki çayır-ı mezkuru kemâ fi''s-sâbık cümle evlad-ı vâkıf taraflarından zabt ve hiraset ve köprü-yı mezkuru maan tamir ve termîm eylemek üzere Bolu Sancağı Kâimmakamlığı''na ve Evkaf Müdüriyeti''ne ve sair icab ve iktiza edenlere hitaben emrname-i nezaret-penahileri tastîriyle kullarını gadrden ve vakf-ı müşarunileyhi hasardan vikâye buyrulması babında emr u ferman hazret-i men lehü''l-emrindir. [12]71  (Miladi-1855)

Bolu Sancağı''na tabi
Küklüç Karyesinde
Ahali kulları

Kaynak Belge: EV MH 00481/28.. Bu belge ORHAN GAZİ VE BİR FETİH adlı kitabımızda yer almaktadır.

***  

EREĞLİ VE GÜLÜÇ, 1932’DE AKŞAM GAZETESİNDE

“Hem ziyaret, hem ticaret... Zonguldak’tan Ereğli’ye tenezzüh,
Gülüç Deresi üzerinde yapılacak köprü..”

Ereğli 21 (Hususî) — Zonguldak Halkevi kısa bir zaman içinde oldukça mühim işler görmüştür. Ereğli’de bir balıkçılık şirketi Amasra’da sepetçilik şirketi teşkil edilmiştir.

Bundan başka Ereğli ve Yalova’ya tenezzühler yapılmıştır. Bu tenezzühlerden Ereğli tenezzühü ayın on dokuzuncu cuma günü pek samimî ve eğlenceli bir surette yapılmıştır.

Zonguldak fırka idare heyeti reisi Mihtat Akif beyle mebuslarımız Hasan ve Esat ve Kandilli şirketi mümessili Hüseyin Fehmi beyler bir gün evvel hususî bir motörle Ereğli’ye gelmişlerdi. Ertesi günü de diğer bir motörle vilâyet nafıa baş mühendisi Atıf bey beton arme mütehassısı M. Haysman ve Bedri İbrahim beylerle Halkevi gençleri kendi cazlarile birlikte gelmişlerdir.

Ereğli’nin en güzel mesire yeri [Gülüç] deresidir. Burası Ereğli’nin Kâğıthanesidir. Gayet lâtif inhinalarla bir saatlik bir mesafesine kadar sandallara yol verir, sakin akar.

Mısır için Nil ne ise bura için de Gülüç deresi o dur. Bunun içindir ki eskiden beri bütün dini bayramların üçüncü günü Gülüç bayramıdır. O günü bütün halk bir Kâğıthane günü yaşar. Cuma günü de bir taraftan bayraklarla süslü büyük bir motor iskelede beklerken diğer taraftan buradaki üç klübün gençleri kendi keyiflerini hazırlıyorlar, öteden mühim bir halk kitlesi sandallar tedarik ediyordu.

Nihayet on ikiye doğru muhterem misafirlerimizi ağuşuna alan motor hareket etti. Etrafında, peşinde bir sürü sandalla, gençlerin neşeli şarkılarile on beş dakikada gidildi.

Bu gidişten maksat sade bir gezinti değildi. Görülecek pek mühim bir iş de vardı ki o da senelerden beri çahşılıp muvaffak olunamayan sağlam beton bir köprü inşasının temini idi.

Zira deremiz her ne kadar durgun ise de ara sıra coşarak olur olmaz köprüyü tanımaz. Bunun tecrübesi üç sene evvel yapılmıştı. Hayli masraf ihtiyariyle yapılan ahşap bir köprüyü bir seneden fazla yaşatmadı.

Ereğli Halk fırkası idare heyetinin delâletile köprünün inşa bedeli hazırlanmış, biz bu mesire de gezerken mühendis beyler köprü mahallini, tarzı inşası projelerini hazırlamışlardır.

Bunu, Kozlu Türk iş ocağında mühendis Rauf Bey bize kısa bir nutkile bildirdi. Hepimizin sevinci bir kat daha arttı. Bundan sonra Mithat Akif beyin delâletile gençler arasında birçok eğlenceli oyunlar tertip edildi.

Madenci Naci beyin ocağından Sadi Bey kendine has incelik ve zarafetle ve cazın iştirakile enteresan dans fi gürleri yapmıştır.

Mühendis Rauf Bey – maden mektebi tarafından bestelenen nükteli, mizahî bir şarkı söyledi. Madenci Cevat beyin Kayseri monologu ile Ereğli amelesinden Baki efendinin oyunları ve hususî bir sazla söylenen buranın Kestaneci köyü milli türküsü pek hoş oldu ve şiddetle alkışlandı.

Genç ruhlu, temiz vicdanlı Mithat beyin gençliği uyandırmak, gençliğe müspet fikir ve istikametler vermek hususundaki faaliyetleri şayanı takdirdir.

Akşam üzeri aynı heyecan ve şetaretle, iskeleye yanaşan motor on dakika kadar durduktan ve Ereğli’de kalacakları bıraktıktan sonra halkın ve gençlerin pek samimî tezahüratile Zonguldak’a doğru hareket etmiştir. S. SAMİ



20.10.2015 10:10:17

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MAZHAR PAŞA VE EREĞLİ’DE OSMANLI ÇİLEĞİ

  Yazar Sermed Muhtar Alus, 22 Mayıs 1946 tarihli Akşam Gazetesinde ÇİLEK başlığı altında şunları yazar: “Çilek hala ortalıkta kıt. Boğaziçi çilekleri, Frenk çilekleri (çilek rengi) tabirinin çıkışı. Karadeniz Ereğlisi çilekleri… Çileğe dair birkaç fıkra.. Tarihe göre ÇİLEK..”         “…Öteden beri, meyvaların kibarıdır. İstanbul’un Boğaziçi topraklarında yetişenler dünya yüzünde rastlananların en nefisi, en aliyyülâlâsıdır. Vaktiyle derlerdi ki;”         “Arnavutköyü’nünki elde bir deste güldür velakin Çengelköyü, Beylerbeyi, Anadoluhisarı tepelerinin, Kuruçeşme-Emirgan-İstinye-Büyükdere sırtlarının hatta Beşiktaş’taki Hacı Hüseyin bağı ile Ihlamur bayırlarınınkini de yabana atmayalım; berikilerden aşağı değildir.”         “Bunlara  OSMANLI ÇİLEĞİ  veya Yerli Çilek adı verilirdi. Açık pembe renkli, harikulade kokulu, orta kıtada gayet de lezizdirler. Mayıs’ın haftasın...

EREĞLİ’DE (16.YY) OSMANLI DÖNEMİ ESERLERİ

  Kenan Ziya Taş’ın “16.YY’DA BOLU SANCAĞI”nı konu edinen tez çalışmasının 184.sayfasında, 1500’LÜ YILLARDA EREĞLİ VE CİVARINDA BULUNAN BAZI TARİHİ ESERLERİ SIRALAR. 1-*Ereğli Cami-i Şerifi: Nefs-i Ereğli’dedir(içinde). Vakıfları arasında 1676 akça nakit para ile bir çok çiftlik ve tarla bulunmaktadır. (Kaynak: KK TD 547, v 208a-209b.) ORJİNAL BELGEDEKİ İFADE:  KK. TD. 547 v 208-209: Karye-i Ereğli''de Halil ve Yazıcı oğlu Durmuş''un tuttuğu çiftlik ve Kethüda İlyas''ın tuttuğu çiftlik vakfiyet üzere mutasarrıf ola gelmiş Ereğli Camii hatip ve imam olanlara meşruttur deyu mukayyettir defter-i atik-i haliya Hatip Osman ve İmam Mehmed olduğu. 2-*Kilise Camii: Bendereğli Nahiyesindedir. Müezzinine yevmi üç akça vazife verilmiştir. (Kaynak: KK TD 547, v 214a.) İlginç ve de önemli olan ise, Osmanlı Arşiv Belgelerindeki SULTAN SÜLEYMAN CAMİİ adı, günümüzde yaşamamaktadır. Bu Caminin, bugün bulunduğu yerdeki adı ÇELİKEL CAMİSİ olduğu belirtilmektedir.. Aslen Ereğli’miz...

KDZ EREĞLİ ŞEHİT VE GAZİLERİMİZ

  ŞEHİTLERİMİZ: Şehitlerimizin adı,rütbesi, şehit düştüğü yer ve tarihi, mezarının bulunduğu yer, ailesinin adresi aşağıdadır: *HÜSEYİN BIRAK -J.Er -Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı13/07/1993- Balı Köyü- * Halis ÇINAR-Komiser- Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı-13/07/1993- Kemer Mezarlığı- Gülüç * Asım ÇÖMETEN-P.Er- Kulp İlçesi-12/04/1994- Işıklı Köyü- Işıklı Köyü * Murat DEMİR-J.Uzm. Onbaşı- Bingöl İli Genç İlçesi-25/04/1994- Konuralp Şehitliği- Gülüç * Kudret ÖZCAN-Shh. Er.- Kars – Kağızman-14/07/1994- Şehir Mezarlığı-Kepez Mah. * Pürhan ÖZBAKIR-P.Er.- Şehir Mezarlığı-Akarca Mah. * Metin KÖKSAL-J.Astğm.- Tunceli-07/05/1996-Trabzon-Bağlık Mah. * Engin ÖZCAN-P.Er.- Hakkari ili Oltuca İlçesi Kızıltepe Mevkii-24/08/1996- Hacıosmanlar Köyü * Cafer HIRÇIN-P.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Alacabük Köyü * Ömer İNCE-J.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Armutcuk Belediye Mezarlığı-Kandilli * Kenan YILDIZHAN-J.Er- Şırnak – BeytüşşebapKontik Tepe-16/10/2000- Aydın Köyü Kabakoz Mahallesi ...