Ana içeriğe atla

“ORHAN BEY’İN BİNA EYLEDİĞİ CAMİ”

 Ereğli’deki Sultan Orhan Gazi Camii’ni ORHAN GAZİ VE BİR FETİH adlı kitabımızda tanıtmaya çalışmıştık. Kitabımız boyunca, Ereğli’de ORHAN GAZİ döneminin izlerini – eserlerini aramıştık. Temin ettiğimiz Osmanlı Arşiv belgelerinden hareketle, Ereğli tarihine ışık tutacak yeni bilgiler ortaya koymaya çalışmıştık. Fakat Ereğli’de belli kesimler tarafından tenkit de edilmiştik. Bu tenkitleri dikkate almadığımız zamanlarda “hatadan dönmek erdemdir” şeklinde dersler de almıştık!.  Ama biz, Ereğli’de Orhan Gazi gerçeğine inanmıştık ve bu yöndeki çalışmalarımıza da devam etmekteyiz. Kitabımızın yayınlandığı günlerde, “Ereğli’de saçma sapan bilgilerle kitap yazan Başbakanın bir adaşı (!) var” şeklindeki ifadeyi de kaydetmiştik.

Aleyhimizdeki o tenkitlere göre; “Ereğli, Yıldırım Bayezid döneminde para ile satın alınarak Türklere geçmişti.” E nasılsa bunu söyleyen de bir batılı gezgindi. Batılı olduğu için de yazdıkları (bizim yazdıklarımıza göre) daha doğru kabul edilebilirdi, öyle de oldu.

Ereğli tarihi üzerine çok sayıda batılı gezgin; notlar - makaleler - kitaplar yazdı. Ve bu yazılanların bir çoğunun, Osmanlı Arşiv belgelerine (yani kendi devlet tarihimizin belgelerine) aykırı olarak yazıldığını belirtmemizin yanlış olmayacağı kanısını taşıyorum... Çünkü, devlet arşivlerimizden temin ettiğimiz çok sayıdaki belgede, Ereğli ve civarında onlarca eserin bânisinin yani bina edenin ORHAN GAZİ olduğu belirtilmektedir. Bizim yaptığımız sadece bu belgeleri tespit ve temin edip, Ereğlili halkımızla paylaşmaktır.

Bu tarihi eserlerimizden en önemlisi ise bugün ORTA CAMİİ olarak anılan ORHAN GAZİ CAMİİ’dir. İtiraf etmeliyim ki bu cami adının, halkımıza “Orta Cami” adıyla benimsetilmesi (kullan(dır)ılması) bizi üzmektedir. Çünkü temin edilen bir çok belgede, caminin Orhan Gazi tarafından bina edildiği belirtilmektedir. Daha önceki yazılarımızda, bu cami binasının, Ayasofya Kilisesi olarak bilinen eski yapı halinden dönüştürüldüğünü belirtmiştik. Bunun da Osmanlı’nın fetih felsefesinin bir gereği-sonucu olduğunu belirtmiştik. Aslında bu durum bile, Ereğli’nin kim tarafından fethedildiğinin (Türklere geçtiğinin) sembolik bir göstergesidir. Aşağıdaki haritada ORHAN BEY dönemindeki Türk sınırları görülmektedir ve bu sınırlara EREĞLİ de dahildir.

Kenan Ziya Taş’ın hazırladığı 16.YY’DA BOLU SANCAĞI adlı tez çalışmasında, Ereğli’deki Orhan Gazi Camii hakkında şu ifadeler bulunmaktadır:

“Orhan Bey Camii: Ereğli’deki bu camii Orhan Bey yaptırmış, camiin kayyımlığına yevmi iki akça, mum bahasına bir akça olmak üzere toplam 1117 akçalık bir gelir kasabanın iskelesinin gelirlerinden vakfedilmiştir. (Kaynak: KK TD 547, v.214a.)”

Şimdi Ereğli’deki ORHAN GAZİ CAMİ’si hakkında başka bir belgeyi de paylaşabilirim:

Tarih :03/M /1147 (Hicrî) M-173O Dosya No :498 Gömlek No :25166 Fon Kodu: C..EV..

Benderkili''de Orhan Bey''in bina eylediği camiye müezzin tayini.

Mûcebince tevcih olunmak buyuruldu.3 M. [1]147 MİLADİ-1730

Der-i devlet-mekîne arz-ı dâ‘î-i kemîne budur ki,

Bendereğli Kasabasında vâki‘  Orhan Bey’in binâ eylediği câmi‘-i şerîfe Bendereğli mukâta‘ası malından almak üzere yevmî üç akçe vazîfe ile müezzin olan el-Hâc Mehmed fevt olup ol vechile yeri hâlî ve hizmet-i lâzımesi mu‘attal olmağın erbâb-ı istihkâkdan sulbî oğlu işbu dârende-i arz-ı ubûdiyyet Ali Halife her vechile mahall ü mastahık olduğun sikât-ı muvahhidîn haber vermeleriyle hizmet-i mezbûre vazîfe-i mersûmesiyle babası merhûm Hacı Mehmed mahlûlünden merkūm Ali Halife dâ‘îlerine tevcîh ve yedine berât-ı şerîf-i âlîşân sadaka ve ihsân buyurulmak ricâsıyla ol ki vâki‘u''l-hâldir hasbeten lillahi''l-kebîri''l-müte‘âl gıbbe''t-taleb ve''s-suâl paye-i serîr-i adîmü''l-misâl arz u i‘lâm olundu.

Bâkî emr u fermân hazret-i men lehü''l-emrindir.

Hurrire fi''l-yevmi''t-tâsi‘ min Şa‘bâni''l-mu‘azzam li-sene sitte ve erba‘în ve miete ve elf.

Ed-dâ‘î li''l-devleti''l-Aliyye bi''n-nasr ve''t-te’bîd

Ahmed el-müvellâ bi-hilâfet-i Bendereğli

Emr u fermân devletlü sa‘âdetlü sultanım hazretlerinindir.

Fî 3 M. sene 1147  (M-1730)

 



12.5.2015 18:38:35

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KDZ EREĞLİ ŞEHİT VE GAZİLERİMİZ

  ŞEHİTLERİMİZ: Şehitlerimizin adı,rütbesi, şehit düştüğü yer ve tarihi, mezarının bulunduğu yer, ailesinin adresi aşağıdadır: *HÜSEYİN BIRAK -J.Er -Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı13/07/1993- Balı Köyü- * Halis ÇINAR-Komiser- Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı-13/07/1993- Kemer Mezarlığı- Gülüç * Asım ÇÖMETEN-P.Er- Kulp İlçesi-12/04/1994- Işıklı Köyü- Işıklı Köyü * Murat DEMİR-J.Uzm. Onbaşı- Bingöl İli Genç İlçesi-25/04/1994- Konuralp Şehitliği- Gülüç * Kudret ÖZCAN-Shh. Er.- Kars – Kağızman-14/07/1994- Şehir Mezarlığı-Kepez Mah. * Pürhan ÖZBAKIR-P.Er.- Şehir Mezarlığı-Akarca Mah. * Metin KÖKSAL-J.Astğm.- Tunceli-07/05/1996-Trabzon-Bağlık Mah. * Engin ÖZCAN-P.Er.- Hakkari ili Oltuca İlçesi Kızıltepe Mevkii-24/08/1996- Hacıosmanlar Köyü * Cafer HIRÇIN-P.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Alacabük Köyü * Ömer İNCE-J.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Armutcuk Belediye Mezarlığı-Kandilli * Kenan YILDIZHAN-J.Er- Şırnak – BeytüşşebapKontik Tepe-16/10/2000- Aydın Köyü Kabakoz Mahallesi ...

İSTANBUL VE EREĞLİ’DE YEDİ TEPE

  İstanbul’da olduğu gibi Ereğli’de de yedi tepe olduğu belirtilir. İstanbul’daki tepelerin adı şunlardır: Topkapı Sarayı Tepesi - Çemberlitaş Tepesi - Beyazıt Tepesi - Fatih Tepesi -Yavuz Selim Tepesi - Edirne Kapı Tepesi - Koca Mustafa Paşa Tepesi… Ereğli’deki tepe adları şunlardır: Kuzeybatıda (Çeş)Keştepe (Keşif Tepesi) ve Maltepe, kuzeyde Kaletepe (Heraklea Tepesi), kuzeydoğuda Örencik ve Hacı Hasan Tepesi, doğuda Göztepe (Gözetleme Tepesi) ve Elma Tepe olmak üzere yedi tepeyle çevrilidir. Ereğli halkı dilinde bu tepelerin adı şu isimlerle zikredilir: Aktaş Tepe-Göz Tepe-Kale Tepe-Keş Tepe-Elma Tepe-Doruk Tepe-Gök Tepe.. *** Ereğli’de bulunduğu belirtilen bu yedi tepenin adeta İstanbul’u andırdığı belirtilir. Hatta kaynaklardaki ifadelere göre; Fatih Sultan Mehmet döneminde (İstanbul’un fethine hazırlık için) inşa edilen Rumeli Hisarı için, Ereğli kasabasından taş ve kireç sevk edilmiş olduğu da belirtilir.   Yazar İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın eserinde “İstanbul’a kereste...

OSMANOĞULLARI KURULUŞ VE EREĞLİ

  Ahmet Refik’in b u kitabında yazar, 14. asrın ilk yarısındaki Anadolu’daki durumu, Selçuk oğullarının ve Bizans İmparatorluğunun mücadelelerini anlatmaya çalışır. Kitabın 11. Sayfasında: “O tarihlerde İmparatorluğun Karadeniz tarafındaki hududu Sakarya’ya varıyordu. Oradan ötesini, Kastamonu taraflarını Candar oğulları – Sinop’u Pervane oğulları idare ediyorlardı. Amasra ile EREĞLİ, imparatorluk idaresinde idi. Fakat Bizans memurları ile askerleri oralara ancak Karadeniz’den gemi ile gidebilirlerdi. Karayolları kamilen Türklerin elinde idi. Bizans’ın serhat nöbetçileri Sakarya sahillerini beklerlerdi. Sahil boyunca kulelerle ahşap barakalar yapılmıştı. Bu durumla beraber, Türkler Bizans arazisine hücum için gene yol bulurlardı. Hatta imparator Mihael Paleologos bu felakete nihayet vermek için Anadolu’ya geçmiş, fakat Türklere karşı bir şeye muvaffak olamamıştı”. Yazar Ahmet Refik, aynı kitabının 67. Sayfasında Orhan Bey ile Kantakuzinos arasındaki ilişkilere değinilmiş. Şu ifa...