Ana içeriğe atla

HALİL PAŞA’NIN MEZAR TAŞI

 Alemdar’da Şehit olan Recep Kahya’nın mezar yerini aradığımız günlerde, Şehir Mezarlığını da ziyaret etmiştik. O ziyaret gezimizde dikkat ettiğimiz mezarlardan biri de Ereğli tarihinde tanınan bir sîma olan HALİL PAŞA’nın mezarı idi. Şehir mezarlığının hemen girişinde dikkatimizi çeken mezar taşını okuttuğumuzda şu ifadeleri tespit ettik:


Hüvel Hayyül Bâki

1- Böyle buldum bu cihanı sanki bir zilli hayal

2- Ol sebepten kimse etmez benim halimden sual

3- Ben dedim el hükmül illah razıyım her emrine

4- Çün ezelden böyle takdir eylemiştir zül celal

Esnaf ve Hanedandan, madenci

Kara Mahmud zade Halil Paşa

Merhumun ruhu için Fatiha

21 Cemaziyelahir sene 1338

Miladi: 12 Mart 1920

HALİL PAŞA; Müftü Mahallesi nüfusuna kayıtlı olup, babasının adı Ahmet, annesinin adı da Emine Havva’dır. 1855 yılında doğan Halil Paşa, yukarıdaki mezar taşından da anlaşılacağı üzere, 12.03.1920’de vefat etmiştir.

Ereğli’de Hacı İsmail Ağa’nın soyu, Kara Mahmut’ların soyu gibi daha birkaç aile soyu, Ereğli tarihinde önemli ailelerden olarak tanına gelmişlerdir.

Halil’in babası AHMET, 1840’lı yıllarda Aktar’lık işiyle de uğraşmaktadır ve Ahmet’in babası da Halil adını taşımaktadır. Ayrıca bir değirmende hisseleri de bulunmaktaydı. Yine 1840’lı yıllarda, aynı aileden olan (Kara Mahmut oğlu) İbrahim ve Mehmet de ekmekçilik yapmaktaydılar.

Kaynaklarda da belirtildiğine göre; Halil Paşa’nın kızlarından biri, Padişah II. Abdülhamit’in seccadeci başı ile evlilik gerçekleştirmiştir.

Bugün Ereğli Müzesi olarak bilinen (konağın) binanın temel kazılarında Roma Bizans devrine ait eser ve kalıntılar bulunmuş ve bulunan bu resimli taşlar - kalıntılar da dönemin Padişahına verilmiştir. Belirtilen iddiaya göre, Padişah da bu tarihi kalıntıları-eserleri, Rus Çar’ına hediye etmiştir.

Rusya Devleti''nin Cornomerc namındaki sefaret vapurunun Ereğli’ye gelip bu taşları alıp gittiği belirtilmektedir. Şimdi yerel tarihimiz üzerine emek harcayanlara düşen görev, bu giden taşlar ve o taşların tarihi önemi - değeri hakkında araştırmalar yapmaktır. Ki, böylece Ereğli tarihi hakkında daha detaylı bilgiler bulunabilsin..

Bu yaşananlardan sonra (yani tarihi taşların devlet yönetimine takdirine sunulmasından sonra) Kara Mahmut ailesinden olan madenci HALİL’e, “PAŞA” “Fahr-i Mir-i Miran” rütbesi-ünvanı verildiği ve sonrasında da HALİL PAŞA diye anıldığı belirtilmektedir..

Kara Mahmut oğlu Hacı Ahmed Ağa ve ailesi ve de oğlu Halil Paşa; Çamlı Maden Ocaklarının  işletmeciliğini yapmışlardır.

Tanınmış bir kişi olan Büyükelçi Mahmut Dikerdem’in  ablası Mürüvvet Hanım da bu aileden olup, Ereğli’de doğmuştur. Mürüvvet Hanım, tanınmış bir televizyoncu-programcı-haber spikeri (rahmetli) Mehmet Ali Birand’ın annesi idi. Mahmut Dikerdem de Birand’ın dayısı idi.

Mehmet Ali Birand’ın dedesi Şerif Bey, Elazığ’dan Ereğli’ye gelmiş ve Kara Mahmut’lardan SENİYE hanım ile evlenmiştir. Seniye, Birand’ın anneannesidir.

 



5.5.2015 10:18:47


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KDZ EREĞLİ ŞEHİT VE GAZİLERİMİZ

  ŞEHİTLERİMİZ: Şehitlerimizin adı,rütbesi, şehit düştüğü yer ve tarihi, mezarının bulunduğu yer, ailesinin adresi aşağıdadır: *HÜSEYİN BIRAK -J.Er -Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı13/07/1993- Balı Köyü- * Halis ÇINAR-Komiser- Diyarbakır-Adıyaman-Şanlıurfa Yol kavşağı-13/07/1993- Kemer Mezarlığı- Gülüç * Asım ÇÖMETEN-P.Er- Kulp İlçesi-12/04/1994- Işıklı Köyü- Işıklı Köyü * Murat DEMİR-J.Uzm. Onbaşı- Bingöl İli Genç İlçesi-25/04/1994- Konuralp Şehitliği- Gülüç * Kudret ÖZCAN-Shh. Er.- Kars – Kağızman-14/07/1994- Şehir Mezarlığı-Kepez Mah. * Pürhan ÖZBAKIR-P.Er.- Şehir Mezarlığı-Akarca Mah. * Metin KÖKSAL-J.Astğm.- Tunceli-07/05/1996-Trabzon-Bağlık Mah. * Engin ÖZCAN-P.Er.- Hakkari ili Oltuca İlçesi Kızıltepe Mevkii-24/08/1996- Hacıosmanlar Köyü * Cafer HIRÇIN-P.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Alacabük Köyü * Ömer İNCE-J.Er- Eruh-Siirt-30/04/1997- Armutcuk Belediye Mezarlığı-Kandilli * Kenan YILDIZHAN-J.Er- Şırnak – BeytüşşebapKontik Tepe-16/10/2000- Aydın Köyü Kabakoz Mahallesi ...

İSTANBUL VE EREĞLİ’DE YEDİ TEPE

  İstanbul’da olduğu gibi Ereğli’de de yedi tepe olduğu belirtilir. İstanbul’daki tepelerin adı şunlardır: Topkapı Sarayı Tepesi - Çemberlitaş Tepesi - Beyazıt Tepesi - Fatih Tepesi -Yavuz Selim Tepesi - Edirne Kapı Tepesi - Koca Mustafa Paşa Tepesi… Ereğli’deki tepe adları şunlardır: Kuzeybatıda (Çeş)Keştepe (Keşif Tepesi) ve Maltepe, kuzeyde Kaletepe (Heraklea Tepesi), kuzeydoğuda Örencik ve Hacı Hasan Tepesi, doğuda Göztepe (Gözetleme Tepesi) ve Elma Tepe olmak üzere yedi tepeyle çevrilidir. Ereğli halkı dilinde bu tepelerin adı şu isimlerle zikredilir: Aktaş Tepe-Göz Tepe-Kale Tepe-Keş Tepe-Elma Tepe-Doruk Tepe-Gök Tepe.. *** Ereğli’de bulunduğu belirtilen bu yedi tepenin adeta İstanbul’u andırdığı belirtilir. Hatta kaynaklardaki ifadelere göre; Fatih Sultan Mehmet döneminde (İstanbul’un fethine hazırlık için) inşa edilen Rumeli Hisarı için, Ereğli kasabasından taş ve kireç sevk edilmiş olduğu da belirtilir.   Yazar İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın eserinde “İstanbul’a kereste...

OSMANOĞULLARI KURULUŞ VE EREĞLİ

  Ahmet Refik’in b u kitabında yazar, 14. asrın ilk yarısındaki Anadolu’daki durumu, Selçuk oğullarının ve Bizans İmparatorluğunun mücadelelerini anlatmaya çalışır. Kitabın 11. Sayfasında: “O tarihlerde İmparatorluğun Karadeniz tarafındaki hududu Sakarya’ya varıyordu. Oradan ötesini, Kastamonu taraflarını Candar oğulları – Sinop’u Pervane oğulları idare ediyorlardı. Amasra ile EREĞLİ, imparatorluk idaresinde idi. Fakat Bizans memurları ile askerleri oralara ancak Karadeniz’den gemi ile gidebilirlerdi. Karayolları kamilen Türklerin elinde idi. Bizans’ın serhat nöbetçileri Sakarya sahillerini beklerlerdi. Sahil boyunca kulelerle ahşap barakalar yapılmıştı. Bu durumla beraber, Türkler Bizans arazisine hücum için gene yol bulurlardı. Hatta imparator Mihael Paleologos bu felakete nihayet vermek için Anadolu’ya geçmiş, fakat Türklere karşı bir şeye muvaffak olamamıştı”. Yazar Ahmet Refik, aynı kitabının 67. Sayfasında Orhan Bey ile Kantakuzinos arasındaki ilişkilere değinilmiş. Şu ifa...